|
Member Cevaplar: 239 kayıt olmuş: 11/9/2006 Durum: ÇevrimdışıCinsiyet:
|
|
Yazılış Tarihi: 2/4/2008 Saat 00:52 |
|
|
Edebiyat türlerini önce ikiye ayýrmak mümkündür. Birincisi nazým, ikincisi
nesir. Nazým belli bir ölçü ve kalýp esas alýnarak üretilmiþ edebi
ürünlerdir. Ya da kýsaca bütün þiir ve þiirler metinlerdir. Hece vezni gibi
belli bir kalýp ve ölçü kaygýsý güdülerek yazýlýr. Nesir ise serbest,
ölçüsüz düz yazýdýr. Nazým genel olarak bütün þiir türlerini kapsar. Nesir
ise edebiyatýn þiir dýþýndaki tüm biçimlerini kapsar. Roman, öykü, tiyatro,
deneme gibi.
ÞÝÝR
* Dilin anlam, ses ve ritim öðelerini belli düzen içinde kullanarak bir
olayý, ya da bir duygusal ve düþünsel deneyimi yoðunlaþmýþ ve sýradanlýktan
uzaklaþmýþ bir biçimde ifade etme sanatýdýr.
Lirik þiir
Aþk, ayrýlýk, hasret, özlem konularýný iþleyen duygusal þiirlerdir. Okurun
duygularýna, kalbine seslenir. Eskiden Yunanlýlarda "lir" denen sazlarla
söylendiðinden bu adý almýþtýr. Tanzimat döneminde de bir saz adý olan
"rebab" dan dolayý bu tür þiirlere rebabi denmiþtir. Divan edebiyatýnda
gazel, þarký; Halk edebiyatýnda güzelleme türündeki koþma, semai lirik
þiire girer.
Epik þiir
Destansý özellikler gösteren þiirlerdir. Kahramanlýk, savaþ, yiðitlik
konularý iþlenir. Okuyanda coþku, yiðitlik duygusu, savaþma arzusu
uyandýrýr. Daha çok, uzun olarak söylenir. Divan edebiyatýnda kasideler,
Halk edebiyatýnda koçaklama, destan, varsaðý türleri de epik özellik
gösterir. Tarihimizde birçok þanlý zaferler yaþadýðýmýzdan, epik þiir
yönüyle bir hayli zengin bir edebiyatýmýz vardýr.
Didaktik þiir
Aþk, ayrýlýk, hasret, özlem konularýný iþleyen duygusal þiirlerdir. Okurun
duygularýna, kalbine seslenir. Eskiden Yunanlýlarda "lir" denen sazlarla
söylendiðinden bu adý almýþtýr. Tanzimat döneminde de bir saz adý olan
"rebab" dan dolayý bu tür þiirlere rebabi denmiþtir. Divan edebiyatýnda
gazel, þarký; Halk edebiyatýnda güzelleme türündeki koþma, semai lirik
þiire girer.
Pastoral þiir
Doða þiirlerini, çobanlarýn doðadaki yaþayýþlarýný anlatan þiirlerdir.
Doðaya karþý bir sevgi, bir imrenme söz konusudur bunlarda. Eðer þair doða
karþýsýndaki duygulanmasýný anlatýyorsa "idil", bir çobanla karþýlýklý
konuþuyormuþ gibi anlatýrsa "eglog" adýný alýr
Satirik þiir
Eleþtirici bir anlatýmý olan þiirlerdir. Bir kiþi, olay, durum, iðneleyici
sözlerle, alaylý ifadelerle eleþtirilir. Bunlarda didaktik özellikler de
görüldüðünden, didaktik þiir içinde de incelenebilir. Ancak açýk bir
eleþtiri olduðundan ayrý bir sýnýfa alýnmasý daha doðru olur. Bu tür
þiirlere Divan edebiyatýnda hiciv, Halk edebiyatýnda taþlama, yeni
edebiyatýmýzda ise yergi verilir.
Dramatik þiir
Tiyatroda kullanýlan þiir türüdür. Eski Yunan edebiyatýnda oyuncularýn
sahnede söyleyecekleri sözler þiir haline getirilir ve onlara
ezberletilirdi. Bu durum dram tiyatro türünün ( 19. yy. ) çýkýþýna kadar
sürer. Bundan sonra tiyatro metinleri düz yazýyla yazýlmaya baþlanýr.
Dramatik þiir harekete çevrilebilen þiir türüdür. Baþlangýçta trajedi ve
kommedi olmak üzere iki tür olan bu þiir türü dramýn eklenmesiyle üç kere
çýkmýþtýr. Bizde dramatik þiir türüne örnek verilmemiþtir. Çünkü bizim
Batý'ya açýldýðýmýz dönemde ( Tanzimat ) Batý'da da bu tür þiirler
yazýlmýyordu; nesir kullanýlýyordu tiyatroda. Bizim tiyatrocularýmýz da
tiyatro eserlerini bundan dolayý nesirle yazmýþlardýr. Ancak nadirde olsa
nazýmla tiyatro yazan da olmuþtur. Abdülhak Hamit Tarhan gibi...
---------------------------------------------------------------------------
-----
DESTAN
* Kahramanlarýnýn olaðanüstü eylemlerini coþkulu, törensel bir üslupla
anlatan ve genellikle birkaç bölümden oluþan manzum yapýtlardýr. Bilinen en
eski edebiyat türlerinden biridir. Yunanca "espos" sözcüðünden gelmektedir.
Mitoloji, efsane, folklor ve tarihi öðeler içerir. Destanlar ve destansý
öyküler ilkçaðlardan beri dünyanýn her yerinde gelenekleri sonraki
kuþaklara aktarmak için kollektif olarak yaratýlmýþ edebi biçimlerdir.
* Destanlarýn ortak özellikleri:
Hepsinde yarý tanrýsal nitelikler taþýyan bir ya da birçok kahramandan söz
edilir. Destan bu kahramanýn eylemleri üzerine kurulmuþtur. Olaylar çok
geniþ bir kozmik coðrafya üzerinde geçer. Bir destanýn dünyasý ortaya
çýktýðý zaman içinde düþünebilecek her þeyi barýndýran bütünsel, çok yönlü
bir dünyadýr. Hemen bütün destanlarda uzun yolculuklar anlatýlýr. Çoðu
destanda olaylara doðaüstü yaratýklar da katýlýr. Kiþiler, olaylar, doðal
varlýklar hep gerçek yaþamdaki boyutlarýndan daha büyük, daha zengindir.
Özellikle sözlü destanlarda uzun anlatý, betimleme (tanýmlama) ve konuþma
bölümleri bulunur. Öykü içinde öyküye yer verilir. Törensel söyleyiþler ve
kamusal duyarlýlýk hâkimdir. Destanlar temel olarak iki gruba ayrýlýr.
____________________ Dört Sey Geri Gelmez Atýlan Ok, Söylenen Söz, Kacýrýlan Fýrsat ve Gecen
Zaman ...
|
|
Member Cevaplar: 239 kayıt olmuş: 11/9/2006 Durum: ÇevrimdışıCinsiyet:
|
|
Yazılış Tarihi: 2/4/2008 Saat 00:53 |
|
|
Sözlü destanlar
* Yazýnýn henüz bulunmadýðý ve yaygýnlaþmadýðý bir kültürde doðan ve
kuþaktan kuþaða sözlü olarak aktarýldýktan sonra yazýya geçirilen
destanlardýr. Ozan ve þarkýcýlarýn deðiþik zamanlarda söylediði þarký ve
þiirlerin bütünleþmesi ve iþlenmesiyle oluþturulurlar. Örnekler:
* Gýlgamýþ: MÖ 3000 yýllarýnda Mezopotamya’da ortaya çýkmýþtýr.
Bilinen en eski destandýr. Babil ve Akad toplumlarýnca da benimsenmiþtir.
Ama bugüne kalan en eksiksiz biçimi Sümer toplumunda ortaya çýkmýþtýr.
Zalim Uruk kralý Gýlgamýþ’in ölümsüzlük arayýþýný anlatýr. Gýlgamýþ
ve arkadaþý Enkidu ile birlikte uzun arayýþlardan sonra ölümsüzlük otunu
bulur, ama bir yýlana kaptýrýr.
* Ýlyada ve Odysseia: MÖ 11-12’nci yüzyýllarda geçtiði
sanýlmaktadýr. Homeros destanlarý olarak bilinirler. Yunan
Yarýmadasý’ndaki Akhalar’ýn, Anadolu’daki Ýon
krallýklarýna saldýrýsý ve Akha kral ve prenslerinin daha sonraki
serüvenleri anlatýlýr. Özellikle Odysseia, Yunan Tragedyasý ve Batý
edebiyatýnýn önemli bir kaynaðýdýr.
* Diðerleri: Eski Ýngilizce halk destaný Beowulf, Eski Almanca
Heldenlieder (kahramanlýk türküleri), Almanca Nibelungenlied , Kudrunlied,
Fransa'da Chanson de Geste (kahramanlýk þarkýsý), Chanson de Roland (Frank
kralý Charlemagne’ýn savaþlarýný anlatýr), Ýspanya’da El Cantar
de Mio Cid, Hindistan'da Mahabharata, Ramayana, Japonya’da Heike
Monogatari.
Edebi destanlar
* Belirli bir yazar tarafýndan eski örneklere uygun olarak ve okunmak
üzere kaleme alýnmýþ destanlardýr.
Örnekler:
* Vergilius’un Aeneis’i: MÖ 29-19’uncu yüzyýllarý
kapsar. Troyalý Aeneias’in uzun ve zorlu bir yolculuktan sonra Latin
ülkesine gelerek Lavinium kentini kurmasý anlatýlýr. Lavinium sonradan Alba
Langa ve Roma kentlerinin yerine kurulan ilk kenttir.
* Milton’un Paradise Lost’u: Ýnsanýn cennetten kovuluþu ve
tanrýnýn þeytanla mücadelesini anlatýr.
* Dante’nin La Divina Commedia’sý (Ýlahi Komedya) MS
1310-1321, Ariosto’nun Orlando Furioso’su (Çýlgýn Orlando)
1532, Camoes’in Os Lusidas’ý 1572.
Türk edebiyatýnda destan
* Asya kýtasýnýn çeþitli bölgelerinde yaþayan Türk boylarý arasýnda zengin
bir destan geleneði vardýr. Bilinen Türk destanlarý arasýnda en eskisi
Yaratýlýþ Destaný’dýr. Altay Türkleri arasýnda söylenmektedir. V.
Radlov tarafýndan saptanýp yazýya geçirilmiþtir.
Saka Destaný, Ýskit Türkleri’ne aittir. Bu destan zinciri içinde Alp
Er Tunga ve Þu parçalarý bulunur. Bunlar Kaþgarlý Mahmud’u Divanü
Lugati-t-Türk adlý eserinde yer almýþtýr.
Oðuz Kaðan Destaný 14’üncü yüzyýlda derlenmiþ özet nitelikte bir
metindir. Oðuz Kaðan’ýn doðumu ve üstün nitelikleri, askeri
baþarýlarý ve ülkeyi oðullarý arasýnda pay ediþi anlatýlýr.
Oðuz Türkleri’nden günümüze gelen tek destan metni ise Dede Korkut
Kitabý’dýr. Bayýndýr Han soyundan geldikleri sanýlan
Akkoyunlular’ýn egemen olduðu Kuzeydoðu Anadolu’daki olaylar ve
Müslüman Oðuzlar’ýn yaþamý anlatýlýr. Göktürk Destanlarý çeþitli
parçalardan oluþmuþtur. Bozkurt parçasýnda Göktürkler’in bir boz
kurdun soyundan geldikleri, Ergenekon parçasýnda ise Ergenkon’a
sýðýnmalarý, çoðalýp buraya sýðmayýnca daðý eriterek dýþ dünyaya çýkmalarý
anlatýlýr. Köroðlu parçasýnda, göçebe Oðuzlar’ýn Horasan ve
Hazar’da Ýranlýlarla savaþlarýndan sözedilir.
Manas Destaný’nda Kýrgýz Türkleri'nin putperest Kalmuk ve
Çinliler’le savaþlarý vardýr.
Cengiz Han Destaný, Moðol istilasýndan sonra Kýpçak bozkýrlarýnda ve eski
Uygurlarýn yaþadýðý bölgelerdeki olaylarý anlatýr.
Timur Destaný, Timur’un savaþlarý ve kiþiliðine yer verir. Daniþmend
Gazi Destaný’nda Türklerin Anadolu’yu ele geçirmeleri
anlatýlýr.
Battal Gazi Destaný’nda da Anadolu’daki Türk-Bizans savaþlarý
yer alýr.
____________________ Dört Sey Geri Gelmez Atýlan Ok, Söylenen Söz, Kacýrýlan Fýrsat ve Gecen
Zaman ...
|
|
Member Cevaplar: 239 kayıt olmuş: 11/9/2006 Durum: ÇevrimdışıCinsiyet:
|
|
Yazılış Tarihi: 2/4/2008 Saat 00:55 |
|
|
AÐIT
* Genellikle bir ölünün ya da acý, üzücü bir olayýn ardýndan söylenen halk
türküsü. Aðýtlar, baþýndan acý bir olay geçen ya da ölen kiþinin
iyiliklerinden, yiðitçe davranýþlarýndan ve yaþamýndaki önemli olaylardan
söz eder. Belli geleneksel hareketler eþliðinde kendine özgü ölçü ve
uyaklarla söylenir.
Türklerde aðýt geleneði çok eskidir. Anadolu’nun hemen her yerinde
söylenir. Aðýtlar yarý anonim folklor ürünleri arasýnda da sayýlabilir.
Türkçede 7, 8 ve 10 heceli aðýtlar yaygýndýr. En çok rastlanýlaný 8
hecelilerdir. Erkeklerin söylediði aðýtlar varsa da aðýtlarý daha çok
kadýnlar söyler. Gösteri bölümüyle tiyatro, söyleniþ biçimiyle þiirseldir.
Aðýtlar türkü ve destanla yakýn iliþki içindedir.
---------------------------------------------------------------------------
-----
MESNEVÝ
* Özellikle Arap, Fars ve Osmanlý edebiyatýnda kendi aralarýnda uyaklý
beyitlerden oluþan ve aruz ölçüsüyle yazýlan þiir biçimidir. Arapçada
"müzdevice" denilen mesnevi türü ilk olarak 10’uncu yüzyýlda Ýran
edebiyatýnda ortaya çýkmýþtýr. Türk edebiyatýna giriþi 11’inci
yüzyýlda Yusuf Has Hacib’in Kutadgu Bilig adlý yapýtýyla baþlar. Her
beytinin ayrý uyaklý olmasý yazma kolaylýðý saðlar. Bu nedenle uzun aþk
öykülerinde, destanlarda mesnevi kullanýlmýþtýr. Mesnevi bir eser baþlýca
tevhid, münacat, na’t, miraciye bölümlerinden oluþur. Mesneviler aþk
mesnevileri, dinsel-tasavvufi mesneviler, ahlaksal ve öðretici mesneviler,
savaþ ve kahramanlýk konusunu iþleyen gazavatnameler, bir kentin
güzelliklerini anlatan þehrengizler ve mizahi mesneviler diye ayrýlabilir.
Mevlana Celaleddin Rumi’nin altý ciltlik tasavvufi yapýtý da
"Mesnevi" adýný taþýmaktadýr.
---------------------------------------------------------------------------
-----
ELEJÝ
* Tanýnmýþ bir kiþinin, bir arkadaþýn ya da sevilen bir kiþinin ölümünden
duyulan üzüntüyü anlatan lirik þiir türüdür. Genel anlamda, insanýn
ölümlülüðü temasýný iþleyen, birbirini izleyen bir vurgulu iki vurgusuz
heceli ayaklardan oluþan beþli ve altýlý ölçüyle yazýlan ve konuyla sýnýrlý
olmayan þiire verilen addýr. Modern batý edebiyatýnda bu terim þiirin
içeriðinden çok ölçüsünü belirtir. Alman edebiyatýnda ölçü özelliði öne
çýkarken, Ýngiliz edebiyatýnda þiir türü olarak tanýnýr. Örneðin,
Milton’un okul arkadaþý Edward King’in ölümü üzerine yazdýðý
"Lycidas" (1838) bu kapsamdadýr. Eleji, modern þiirde de sýk rastlanan
önemi bir þiirsel anlatým biçimidir.
NESÝR: Düz yazý
---------------------------------------------------------------------------
-----
ROMAN
* Belli bir tarihsel ya da coðrafi çevre içindeki belli bir kiþi ya da bir
grup insanýn baþýndan geçenleri, bu insan ya da insanlarýn iç ve dýþ
yaþantýlarýný belli bir kronolojik, mantýksal, duygusal ya da sanatsal
iliþkiyi gözeterek öyküleyen ve belli bir uzunluðu aþan anlatýlar için
kullanýlan edebi terimdir. Edebi türler içinde en yenisidir. Çünkü
matbaanýn bulunmasý ve kentsoylu bir okur kitlesinin ortaya çýkmasýndan
sonra geliþmiþtir.
* Aslýnda tanýmlanmasý en zor edebi türdür. Geliþmesini tamamlamamýþ tek
türdür denebilir. Bunun bir nedeni romanýn tarihsel koþullara baðlý olmasý,
diðer nedeni ise yazarýna geniþ bir özgürlük ve deney alaný
býrakmasýndandýr. Romanýn atalarý arasýnda nesirsel özellikler taþýyan
Petronius’un Satyricon (1’inci yüzyýl) ve Apuleius’un
Metamorphoseon’u (2’nci yüzyýl) gösterilir.
Roman düzyazýyla yazýlýr. Anlatýlan olaylar kahramanlýk öyküleri deðil,
sýradan insanlarýn günlük yaþantýlarýdýr. Anlatýlan olaylar, saraylar ve
savaþ alanlarý gibi destansý mekanlarda deðil, sokaklar, evler, meyhaneler
gibi sýradan mekanlarda geçer. Olaylara yön veren tanrýlar deðil, kiþilerin
kendi tutum, davranýþ, duygu ve düþünceleridir. Kullanýlan dil, nazým
türlerinde olduðu gibi aðdalý deðil günlük ve sýradandýr.
* Roman tarihe en baðlý edebiyat türüdür. Toplumsal, politik olaylar
geliþmelerle de yakýn iliþkidedir. Romanýn tarihe baðlý oluþu, çok köklü
bir geçmiþi olmayan yeni bir sýnýfýn, yani burjuvazinin kendine tarih
içinde bir geçmiþ, þimdi ve gelecek kurma çabasýndan doðmuþ olmasýnda
yatar. 18. yüzyýl romanlarýnýn çoðu, burjuvazinin aristokrasiye karþý
mücadelesinde kullanýlmak üzere kaleme alýnmýþ metinler gibidir.
Roman, iþte bu nedenle, felsefe ve sanattan boþ inançlarý kovmak ve
bunlarýn yerine akýl ve gerçeði geçirmek isteyen bir kültürel dönüþümün
ürünüdür. Bu nedenle toplumlarýn geliþimine, yani tarihe kopmaz biçimde
baðlýdýr. Ýnsaný, öncelikle toplumsal ve tarihsel bir varlýk olarak konu
alan ilk sanat türüdür.
Roman türleri
* Romanlar konu, üslup, yazýldýðý dönem bakýmýndan çeþitli türlere
ayrýlabilir.
Üslup bakýmýndan "romantik roman", "gerçekçi roman", "doðalcý roman",
"estetik roman", "izlenimci roman", "dýþavurumcu roman", "yeni roman"
türleri sayýlabilir.
Romantik roman
* Kiþilerin duygularýný, arzularýný, düþüncelerini yalnýzca kendilerine
ait, içten gelen doðal ve gerçek olgular gibi görür. Örneðin Sir Walter
Scott’un tarihsel romanlarý, Jean Jack Rousseau’nun eserleri ve
Goethe’nin Genç Verther’in Acýlarý romaný gibi.
____________________ Dört Sey Geri Gelmez Atýlan Ok, Söylenen Söz, Kacýrýlan Fýrsat ve Gecen
Zaman ...
|
|
Member Cevaplar: 239 kayıt olmuş: 11/9/2006 Durum: ÇevrimdışıCinsiyet:
|
|
Yazılış Tarihi: 2/4/2008 Saat 00:55 |
|
|
Roman türleri
* Romanlar konu, üslup, yazýldýðý dönem bakýmýndan çeþitli türlere
ayrýlabilir.
Üslup bakýmýndan "romantik roman", "gerçekçi roman", "doðalcý roman",
"estetik roman", "izlenimci roman", "dýþavurumcu roman", "yeni roman"
türleri sayýlabilir.
Romantik roman
* Kiþilerin duygularýný, arzularýný, düþüncelerini yalnýzca kendilerine
ait, içten gelen doðal ve gerçek olgular gibi görür. Örneðin Sir Walter
Scott’un tarihsel romanlarý, Jean Jack Rousseau’nun eserleri ve
Goethe’nin Genç Verther’in Acýlarý romaný gibi.
Gerçekçi roman
* Romantik romandan ayrý olarak kuru ve kuþkucu bir anlatým ve düþünce
yapýsý taþýr. Balzac ve Stendhal’in romanlarý bu üsluptadýr.
Doðalcý roman
* Üslup bakýmýndan gerçekçi romana benzer. Olanýn olduðu gibi yazýlmasýný
öngörür. Emile Zola ve Maupassant romanlarý doðalcý romanlardýr.
Estetik roman
* Belli biçim ve anlatým kaygýlarý ile yazýlmýþ romanlardýr. Gustave
Flaubert estetik romanýn en önemli yazarýdýr.
Ýzlenimci roman
* Diðer üsluplardan ayrý olarak eþyanýn ve dýþ olaylarýn kendi nesnel
gerçeklikleriyle insanlarýn bunlarý algýlama biçimleri arasýndaki farklarý
ortaya çýkarmaya yönelir. Yani dýþ gerçeklerden çok, duyu ve duygulara, iç
yaþantýnýn betimlenmesine öncelik verir. Ford Madox Ford’un romanlarý
izlenimciliðin en sistemli ürünleridir.
Dýþavurumcu roman
* 20. yüzyýlda ortaya çýkmýþtýr. Dýþavurumculuk toplumsal kimliklerin
reddedilmesi ve insan yaþamýný belirleyen toplum karþýtý ya da uygarlýk
karþýtý güçlerin öne çýkarýlmasýyla belirlenir. Dýþavurumculuk, þiddetli,
fýrtýnalý ve tanýmsýz duygularý vurgulamasýyla, abartma, karikatürleþtirme,
çarpýtma ve soyutlama tekniklerinden yararlanmasýyla bir tür "yeni
romantizm" olarak da deðerlendirilir. Dostoyevski, Kafka, Beckett ve
Brecth’in romanlarý bu türün örneklerindendir.
Yeni roman
* Aslýnda dýþavurumculuðun izlerini taþýr. Özellikle 1930 sonrasýnda ilk
örnekleri görülmeye baþlandý. Kendisinden önceki akýmlardan hiçbirine
benzemeyen, yazma deneyini, hatta romanýn olanaksýzlýðýný romanýn asýl
konusu haline getiren romanlardýr. Yeni roman, yazma eyleminin kendisini
sorgulamaya yönelir. Alain Robbe-Grillet, Michel Butor, Claude Simon,
Philippe Soller, Julio Cortazar gibi yazarlar bunu denemiþlerdir.
Konusu bakýmýndan roman "tarihsel roman", "pikaresk roman", "duygusal
roman", "gotik roman", "ruhbilimsel roman", "töre romaný", "oluþum romaný"
türlerine ayrýlýr.
Tarihsel roman
* Uzak bir geçmiþte yaþanan olaylarý konu alýr. Ama tarihten daha
derinlerde yatan insanla ilgili daha evresel bir gerçeði araþtýrmak
amacýyla da yazýlmýþ olabililer. Tarihi romanlarýn örnekleri arasýnda
Walter Scott’un romanlarýný, Tolstoy’un Savaþ ve
Barýþ’ýný, Stendhal’in Parma Manastarý’ný sayabiliriz.
Pikaresk roman
* Ýsmini, Ýspanyolca alt tabakadan serüvenci ya da serseri anlamýna gelen
sözcükten alýr. Çoðunlukla ahlaksýz, rezil bir kahramanýn baþýboþ gezginlik
yaþamýnda yaþadýðý olaylarý gevþek ve rahat bir üslupla anlatýr. Bu türün
önemli örnekleri arasýnda Lesage’nin Gil Blas de Santilane’ýn
Serüvenleri, Defoe’nun Talihli Metres’i, Thomas Mann’ýn
Dolandýrýcý Felix Krull’un Ýtiraflarý’ný sayabiliriz.
Duygusal roman
* Ýnsanýn duygusal yaþamýný yüksek ve özenli bir üslupla betimleyen
romanlardýr. Bazen bu türde yazarýn kendi duygularýyla, okurun duygularýný
sömürmesi ön plana çýkar. Laurence Sterne’in Fransa ve
Ýtalya’da Hissi Seyahat adlý eseri, Rousseau’nun romanlarý,
Madame de La Fayette’in Prenses de Cleves’i bu türe örnek
gösterilebilir.
Gotik roman
* Gotik roman, Ýngiliz ve Amerikan romancýlýðýna özgü bir türdür. 18.
yüzyýlýn akýlcýlýðýna karþý çýkan bir türdür. Karanlýk, korkutucu,
çýlgýnlýklarla dolu bir ortamda geçen kanlý, þeytani, büyülü olaylarý konu
alýr. Horace Walpole’un Otranto Þatosu, Mary Shelley’in
Frankenstein adlý romanlarý bu türün örnekleridir. Gotik romanýn
günümüzdeki uzantýlarý bilimkurgu ve fantastik roman olarak gösterilebilir.
Ruhbilimsel roman
* Kiþilerin ruhsal durumlarýný ayrýntýlarýyla çözümlemeye çalýþan
romanlardýr. Daha serinkanlý ve denetimli oluþuyla duygusal romandan
ayrýlýr. Abbe Prevost’un Manon Lasko adlý eseriyla Fransýz
edebiyatýnda açýlan psikolojik roman çýðýrý diðer ülke romancýlarýný da
etkilemiþtir. Paul Bourget’in romanlarý da bu türe örnektir.
Töre romaný
* Ýnsanlarýn en dolaysýz biçimde toplumsal olan davranýþlarýný,
adetlerini, geleneklerini ön plana çýkarýr. Moda, yaygýn konuþma ve ifade
biçimleri, toplu olarak yapýlan her þey bu tür romanlarýn konusunu
oluþturur. Toplumun derin yapýsýndan çok, yüzeysel görüntüleriyle
ilgilenir. En tipik temsilcileri olarak Arnold Bennet ve Evelyn
Waugh’tur.
Türk edebiyatýnda roman
* Türk edebiyatýna roman Fransýzca’dan yapýlan çevrilerle girdi. Bu
çevirilerden ilki Yusuf Kamil Paþa’nýn Fenelon’dan yaptýðý
Terceme-i Telemak’týr. Daha sonra adý bilinmeyen bir çevirici Victor
Hugo’nun ünlü romaný Sefiler’i (Les Miserables) çevirdi.
1860-1880 yýlarý arasýnda baþta Fransýz yazarlar olmak üzere bir çok Batýlý
yazarýn eseri Türkçe’ye çevrildi. Ýlk Türk romaný Þemseddin
Sami’nin Taaþþuk-ý Talat ve Fitnat adlý eseridir. Sami’den
sonra Ahmed Mithad romanlarýyla Türk romanýnýn geliþmesine katkýda bulundu.
Türk romaný asýl Tanzimat döneminde geliþti. Recaizade Mahmud
Ekrem’in Araba Sevdasý yeni teknikler kullanýlan Batýlý anlamda
türüne en yakýn ilk Türk romanýdýr. Servet-i Fünun edebiyatý döneminde ilk
usta romanlar ve usta yazarlar kendilerini gösterdi. "Sanat sanat içindir"
tezini savunan bu yazarlar aþk ve acýma gibi konularý iþledi. Halid Ziya
Uþaklýgil bu dönemin en önemli romancýsý sayýlýr. Aþk-ý Memnu (1925) adlý
romaný günümüzde de en baþarýlý Türk romanlarýndan biridir. 1910’dan
sonra milli duygularýn aðýr basmasýyla birlikte "Genç Kalemler" dergisi
çevresinde Türkçülük akýmý geliþti. Milli romanlarýn yazýlmasý bu dönemde
baþladý. Halide Edip Adývar’ýn Vurun Kahpeye, Reþat Nuri
Güntekin’in Çalýkuþu romanlarý bu dönemin örneklerindendir.
Cumhuriyet döneminde çaðdaþ Türk romaný ortaya çýktý. Toplumsal ve sosyal
geliþmeleri konu alan romanlar yazýldý. Köy ve kent romanlarý ayrýmý da bu
dönemle ilgilidir.
____________________ Dört Sey Geri Gelmez Atýlan Ok, Söylenen Söz, Kacýrýlan Fýrsat ve Gecen
Zaman ...
|
|
Member Cevaplar: 239 kayıt olmuş: 11/9/2006 Durum: ÇevrimdışıCinsiyet:
|
|
Yazılış Tarihi: 2/4/2008 Saat 00:57 |
|
|
ÖYKÜ
* Gerçek ya da düþ ürünü bir olayý aktaran kýsa düz yazý þeklindeki
anlatýdýr. Kýsa oluþu, yalýn bir olay örgüsüne sahip olmasý, genellikle
önemli bir olay ya da sahne aracýlýðýyla tek ve yoðun bir etki uyandýrmasý
ve az sayýda karaktere yer vermesiyle roman ve diðer anlatý türlerinden
ayrýlýr.
* Öyküde, olayýn geçtiði yer sýnýrlý, anlatým özlü ve yoðundur.
Karakterler belli bir olay içinde gösterilir. Bu karakterlerin de çoðu
zaman sadece belli özellikleri yansýtýlýr. Konu tümüyle düþ ürünü olabilir,
ya da son derece gerçekçidir. Genellikle ironik bir rastlantý yoluyla
yaratýlan özel bir an üzerindeki yoðunlaþma sürpriz sonlara olanak verir.
* Eski Yunan’daki fabl ve kýsa romanslar, Binbir Gece Masallarý
öykünün habercileridir. Ama öykü ancak 19. yüzyýlda romantizm ve
gerçekçilik akýmlarýnýn yaygýnlaþmasýyla edebi bir tür haline gelebildi.
Edgar Allan Poe’nin Grotesk ve Arabesk öyküleri adlý eseriyle
yalnýzca Amerika Birleþik Devletleri’nde deðil Avrupa’da da
etkili oldu. Almanya’da Heinrch von Kleist, ve E. T. A. Hoffmann,
psikolojik ve metafizik sorunlarý öykülerinde masalsý bir anlatýmla
yansýttýlar.
* 20. yüzyýla girildiðinde öyküler ilk kez genellikle gazete ve dergilerde
yayýnlanýyor ve bu yüzden gazeteciliðe özgü yerel renkler taþýyordu. Bret
Harte’nin öyküleri, Ruyard Kipling’in Hindistan’daki
yaþamý anlatan öyküleri, Mark Twain’in Missisippi öyküleri bu
özelliktedir.
* Rusya’da Gogol, Dostoyevski, Turgenyev ve Çehov’un öyküleri,
öykü türünün edebi eserler arasýnda saðlam bir yere oturmasýna büyük katký
saðladý.
Türk edebiyatýnda öykü
* Türk edebiyatýnda Batýlý anlamdaki ilk öyküler Tanzimat döneminde
yazýldý. Ýlk öykü yazarlarý, Ahmed Midhat, Emin Nihat, Samipaþazade Sezai
ve Nabizade Nazým’dý. Türk öykücülüðünü yetkinliðe kavuþturan yazar
ise Halit Ziya Uþaklýgil oldu. Edebiyat-ý Cedide döneminde yalýn diliyle
dikkat çeken Uþaklýgil, titiz gözlemciliðiyle gerçekçi öykü geleneðini
baþlatan yazardýr. Bu dönemin diðer yazarlarý Hüseyin Rahmi Gürpýnar,
Mehmet Rauf, Hüseyin Cahit Yalçýn, Ahmet Hikmet Müftüoðlu ve Saffeti Ziya
idi.
* 2. Meþrutiyet’in ilanýndan sonra geliþen yeni edebiyat akýmýyla
birlikte öyküde toplumsal ve siyasi sorunlar iþlenmeye baþladý.
Türkçe’de yabancý sözcüklerin temizlenmesi, yazýmda konuþma dilinin
hakim olmasý, taþra yaþamýnýn gerçekçi bir üslupla edebiyata taþýnmasý gibi
özelliklerle bilinen bu dönemde Ömer Seyfettin, Türk öykücülüðünde yeri bir
çýðýr açtý. Onu Halide Edip Adývar, Reþat Nuri Güntekin, Refik Halit Karay
izledi. F. Celaleddin, Selahattin Enis, Sadri Ertem, Cemal Kaygýlý,
Sabahattin Ali, Kenan Hulusi Koray, Nahit Sýrrý Örik, Bekir Sýtký Kunt,
Mahmut Þevket Esendal Cumhuriyet dönemi öykücülüðünü hazýrlan isimlerdir.
* Cumhuriyet dönemi 1930’lar sonrasýný kapsar. Bu dönemde alýþýlmýþýn
dýþýnda bir öykü dünyasý kuran Sait Faik Abasýyanýk, Halikarnas Balýkçýsý
(Cevat Þakir Kabaaðaç), diyaloglarýn usta yazarý Orhan Kemal, Mehmet Seyda,
Samet Aðaoðlu, Sabahattin Kudret Aksal, Kemal Bilbaþar, Kemal Tahir ve
Ahmet Hamdi Tanpýnar öykü yazarlarý olarak ön plana çýktý. Günümüzde Türk
öykücülüðü geniþ bir konu ve üslup zenginliðiyle sürmektedir.
____________________ Dört Sey Geri Gelmez Atýlan Ok, Söylenen Söz, Kacýrýlan Fýrsat ve Gecen
Zaman ...
|
|
Member Cevaplar: 239 kayıt olmuş: 11/9/2006 Durum: ÇevrimdışıCinsiyet:
|
|
Yazılış Tarihi: 2/4/2008 Saat 00:57 |
|
|
MASAL
* Olaðanüstü öðe, kahraman ve olaylara yer veren öykülerdir. Masal terimi
öncelikle, Sindirella, Çizmeli Kedi gibi sözlü geleneðin ürünleri olan halk
öykülerini kapsar. Ama sözlü gelenekle iliþkisi olmayan edebi yönü aðýr
basan bazý eserler de bu türün içinde yer alýr. Halk masallarý 4 temel
grupta toplanýr. Hayvan masallarý, olaðanüstü ve gerçekçi masallar,
güldürücü öyküler, zincirlemeli masallar.
* Hayvan masallarý genellikle kýsa masallardýr. Lafontaine masallarý bu
türün en güzel örnekleridir. Þeyhi’nin Har-name adlý eseri de Divan
edebiyatýndaki hayvan masallarý türüne görmek gösterilebilir.
* Olaðanüstü masallarda, olaðan varlýklarýn yaný sýra cin, peri, dev,
ejderha gibi olaðanüstü varlýklara da yer verilir. Gerçekçi masallarýn
baþlýca kahramanlarý ise padiþahlar, vezirler, prenses ve prensesler,
zenginler, hýrsýzlar ya da haydutlar gibi gerçek hayattaki kiþilerdir.
* Güldürücü masallar okuyan ve dinleyeni eðlendirmeyi amaçlayan
masallardýr.
* Zincirleme masallarda sýký bir mantýk baðýyla birbirine baðlanan, küçük
ve önemsiz bir dizi olay art arda sýralanýr.
____________________ Dört Sey Geri Gelmez Atýlan Ok, Söylenen Söz, Kacýrýlan Fýrsat ve Gecen
Zaman ...
|
|
Member Cevaplar: 239 kayıt olmuş: 11/9/2006 Durum: ÇevrimdışıCinsiyet:
|
|
Yazılış Tarihi: 2/4/2008 Saat 00:58 |
|
|
TÝYATRO
* Bir öyküyü, sahne olarak ayrýlmýþ bir yerde oyuncularýn söz ve
hareketleriyle canlandýrma sanatýdýr. Çoðu zaman yazýlý bir metne dayanýr.
Be metnin adý senaryodur. Ancak tiyatronun tek öðesi edebiyat deðildir.
Oyunculuk, sahne düzeni, dekor, köstüm, aydýnlatma, müzik ve dans gibi
öðeleri de vardýr. Burada tiyatro terimi, eser olarak edebi yönüyle ele
alýnmaktadýr.
* Baþka bazý sanatlar gibi tiyatro da dinsel törelerden doðmuþtur. Daha
sonra dinden baðýmsýzlaþarak bir sanat olmuþtur. Temelinde, ilke insanýn
doða olaylarýný kendi bedensel hareketleriyle simgesel olarak canlandýrma
çabalarý yatar. Doða üstü güçlerin insanlara görünmesine aracýlýk etme
çabalarý da tiyatronun bir diðer amacýdýr.
Tiyatro eserleri de diðer edebi eserler gibi genel edebi akýmlarýn
etkisinde kalýr. Ýlk insan topluluklarýyla birlikte ortaya çýkan tiyatro,
antik çaðlarda asýl kimliðine kavuþmaya baþladý. Ýlk tiyatro þenliði MÖ
534’te Atina’da düzenlendi.
---------------------------------------------------------------------------
-----
DENEME
* Tek bir konuyu rahat ve akýcý bir biçimde ele alan, çoðu kez yazarýnýn
kiþisel bakýþ açýsý ve deneyimini aktaran orta uzunluktaki edebi
metinlerdir. Bu türün yaratýcýsý 16. Yüzyýl Fansýz yazarý Michel de
Montaigne’dir. Yazdýðý metinlerin kiþisel düþünce ve deneyimlerinin
iletilmesine yönelik edebi parçalar olduðunu vurgulamak için deneme (essai)
adýný seçmiþtir. Türk edebiyatýna deneme, diðer edebi türler gibi
Tanzimat’tan sonra Batý’nýn etkisiyle girdi. Yakup Kadri
Karaosmanoðlu, Ahmet Haþim, Falih Rýfký Atay, Yahya Kemal Beyatlý deneme
türününde eserler veren önemli yazarlarýmýzdýr. Ancak deneme türünün en
önemi yazarý Nurullah Ataç’týr. Ataç, denemelerinde kiþisel tavrýný
açýkça ortaya koyan, dilde yenilikçi ve titiz, üslupta akýcý bir yazardýr.
____________________ Dört Sey Geri Gelmez Atýlan Ok, Söylenen Söz, Kacýrýlan Fýrsat ve Gecen
Zaman ...
|
|
Member Cevaplar: 239 kayıt olmuş: 11/9/2006 Durum: ÇevrimdışıCinsiyet:
|
|
Yazılış Tarihi: 2/4/2008 Saat 00:58 |
|
|
BÝYOGRAFÝ
* "Yaþam öyküsü" de denebilir. Bir kiþinin yaþamýný anlatmayý konu alan
edebiyat türüdür. Yazarýn kendi yaþamýný anlattýðý oto biyografiler de bu
türün içinde yer alýr. Yaþam öyküsü kiþisel anýlara ya da araþtýrma sonucu
edinilmiþ sözlü ve yazýlý malzemelerin düzenlenmesine ve yorumlanmasýna
dayandýðý için tarihin bir dalý olarak da görülebilir. Ama konu alýnan
kiþinin bireyselliðini, yaratýcý ve duygudaþ bir kavrayýþla aktarmaya
çalýþtýðý için ayný zamanda edebiyatýn bir koludur.
* Tarihte ölen kiþinin yaþamýný ve yapýtlarýný öven mezar yazýtlarý ve
cenaze törenlerindeki konuþmalar yaþam öykülerinin ilk örnekleri
sayýlabilir. Daha sonra eldeki verilerin keyfi ya da eleþtirellikten uzak
bir yorumuna dayanan, söz konusu kiþiyi övmek ve okura örnek oluþturmak
için yazýlan yaþam öyküleri baþlamýþtýr. Bunun hemen ardýndan kiþilerin
gerçek yüzünü ortaya çýkarmayý amaçlayan eleþtirel yaþam öyküleri de kaleme
alýnmýþtýr.
*Yaþam öyküsünün bir baþka özelliði, yazarýnýn tarafsýz olmamasýdýr.
Yaþamýný yazdýðý kiþiyi sunar ve yorumlarken kendi kiþiliðini de eserine
yansýtýr. Otobiyografi türünde bu özellik daha da belirgindir.
____________________ Dört Sey Geri Gelmez Atýlan Ok, Söylenen Söz, Kacýrýlan Fýrsat ve Gecen
Zaman ...
|
|
Member Cevaplar: 239 kayıt olmuş: 11/9/2006 Durum: ÇevrimdışıCinsiyet:
|
|
Yazılış Tarihi: 2/4/2008 Saat 00:58 |
|
|
MAKALE
* Yazarýn belli bir konuda, genellikle günlük politika ile ilgili
görüþlerini dile getirdiði kýsa metinlerdir. Makale, asýl gazetelerin
yaygýnlaþmasý ve geliþmesiyle kendini gösteren bir edebi türdür. Yazar bu
kýsa yazýlarda çeþitli konulara iliþkin kiþisel görüþ eleþtiri ve
önerilerini sýralayabilir. Ya da politik veya toplumsal sorunlara
deðinebilir. Konular politikanýn yaný sýra, bilim, dil, kültür gibi yazarýn
tercih ettiði herhangi bir alan da olabilir. Makalenin amacý, açýklama,
eleþtiri, tanýtým, bilgilendirme de olabilir. Ama genellikle eleþtirel
tutum ön plandadýr. Makaleler, günlük yazýldýktan sonra bir araya
getirilerek makale kitaplarý þeklinde yayýnlanabilir.
____________________ Dört Sey Geri Gelmez Atýlan Ok, Söylenen Söz, Kacýrýlan Fýrsat ve Gecen
Zaman ...
|
|
Member Cevaplar: 239 kayıt olmuş: 11/9/2006 Durum: ÇevrimdışıCinsiyet:
|
|
Yazılış Tarihi: 2/4/2008 Saat 00:59 |
|
|
ELEÞTÝRÝ
* Herhangi bir kiþiyi, bir eseri, bir konuyu doðru ve yanlýþlarýný dile
getirerek göstermek amacýyla yazýlan kýsa metinlerdir. Hedeflenen öðeyi
doðru ve yanlýþ yönleriyle tanýtmayý amaçlayabileceði gibi, bu öðenin doðru
tanýtýlmasýný saðlamayý ve bir deðerlendirmeyi de hedef alabilir. Edebiyat
sorunlarýný ve yapýtlarýný konu alan inceleme, yorum ya da deðerlendirme
olarak da tanýmlanabilir.
ANI
* Kiþisel yaþantýnýn bütünü ya da belli bölümlerini ya da gözlemleri dile
getirmek amacýyla yazýlmýþ edebi metinler ya da kayýtlardýr. Otobiyografi
ile karýþtýrýlabilen aný, ondan dýþsal olaylara verdiði önem nedeniyle
ayrýlýr. Anýda kiþisel yaþam izlenimlerinin yaný sýra bu izlenimlerin dýþ
boyutlarý da geniþ olarak yer alýr. Otobiyografide yazar öncelikle
kendilerini konu edinirken, aný yazarlarý çoðunlukla çeþitli tarihsel
olaylarda rol oynamýþ ya da bu olaylarýn yakýn gözlemcisi olmuþ kiþilerdir.
____________________ Dört Sey Geri Gelmez Atýlan Ok, Söylenen Söz, Kacýrýlan Fýrsat ve Gecen
Zaman ...
|
|
Member Cevaplar: 239 kayıt olmuş: 11/9/2006 Durum: ÇevrimdışıCinsiyet:
|
|
Yazılış Tarihi: 2/4/2008 Saat 00:59 |
|
|
MÝZAH
* Olaylarýn gülünç, alýþýlmadýk ve çeliþkili yönlerini yansýtarak insaný
düþündürme, eðlendirme ya da güldürme sanatýdýr. Bu amaçla yazýlan edebi
eserler de mizah türü için de deðerlendirilir. En kaba þakadan en ince
espriye kadar bütün mizah örnekleri, birbiri ile uyum içindeki olaylar
arasýndaki çeliþkinin birdenbire ortaya çýkarýlmasýna dayanýr. Mizah
gelenek ve kurallarýn sorgulanmasýnda önemli bir rol oynar. Ýki amacý
vardýr, saldýrma ve savunma. Ýnsanýn topluca yaþamaya baþladýðý dönemle
birlikte mizah da otaya çýkmýþtýr. Kentleþmeyle birlikte daha soyut ve
dolaylý bir özellik kazandý.
*Mizahý bedensel þiddetten ayýrýp keskin dilli bir sanata dönüþtüren
Atinalýlar olmuþtur. Ortaçaðda kilise ve krallarý alaya alan masallarýyla
þenliklerde halký eðlendiren öykü anlatýcýlarý jonglörler ve gezgin
minstrel’le birlikte açýk cinsel çaðrýþýmlarý da olan yeni bir mizah
türü yagýnlaþtý. 20. yüzyýlda yeni bir mizah türü doðdu. Komik öðelerin
yaný sýra ürkütücü ve korkunç öðelere de yer veren kara mizah ortaya çýktý.
Siyasal mizah da bu dönemde önem kazandý.
____________________ Dört Sey Geri Gelmez Atýlan Ok, Söylenen Söz, Kacýrýlan Fýrsat ve Gecen
Zaman ...
|
|
Member Cevaplar: 239 kayıt olmuş: 11/9/2006 Durum: ÇevrimdışıCinsiyet:
|
|
Yazılış Tarihi: 2/4/2008 Saat 01:00 |
|
|
Türk edebiyatýnda mizah
* Türk edebiyatýnda ise gerçek anlamda ilk mizah ürünleri masallar,
fýkralar ve seyirlik oyunlardýr. Divan edebiyatýnda da sýk rastlanmamakla
birlikte mizah yer almýþtýr. Tanzimat döneminde Türk mizahýnýn çehresi
geniþ ölçüde deðiþti. Teodor Kasap ve Direktör Ali Bey’in Fransýz
edebiyatýnýn etkisiyle yazdýklarý tiyatro eserleri önem kazandý.
Þinasi’nin Þair Evlenmesi, Ziya Paþa’nýn Zafername Þerhi, Namýk
Kemal’in imzasýz fýkra ve yergileri bu tiyatro eserlerini izledi. 2.
Meþrutiyet’le birlikte Türk mizah edebiyatý büyük geliþme gösterdi.
Baha Tevfik, Peyami Safa, Ömer Seyfettin, Yusuf Ziya Ortaç ve Orhan Seyfi
Orhon gibi birçok yazar mizah yazýlarýyla ünlendi.
* Cumhuriyetle birlikte Türk mizahý yeni bir kimlik kazandý. Bu dönem
yazarlarý geçmiþi eleþtiren, yani dönemi savunan bir tutum benimsedi. Çok
partili dönemle birlikte mizah kapsam ve konu bakamýndan büyük zenginlik
kazandý. Aziz Nesin, Sabahattin Ali, Rifat Ilgaz, Orhan Kemal, Bedii Faik,
Haldun Taner, Muzaffer Ýzgü, Çetin Altan gibi yazarlar bu dönemin önemli
isimleridir.
____________________ Dört Sey Geri Gelmez Atýlan Ok, Söylenen Söz, Kacýrýlan Fýrsat ve Gecen
Zaman ...
|
|
|
1,895 saniye - 30 queries
|
Happy Birthday |
Doðum Gününüz Kutlu Olsun!:
|
üye Puani |
- Rojin: 10 976 Puanlar
- asliyok: 4 432 Puanlar
- HarmanYeli: 4 396 Puanlar
- KizilZora: 2 048 Puanlar
- life23: 1 675 Puanlar
- gokkiz: 1 657 Puanlar
- BirNefes: 1 048 Puanlar
- Erasmus: 984 Puanlar
- -Pozan-: 785 Puanlar
- Siyahinci: 623 Puanlar
|
|