|
Junior Member Cevaplar: 46 kayıt olmuş: 6/11/2004 Durum: Çevrimdışı
|
|
Yazılış Tarihi: 18/3/2008 Saat 14:42 |
|
|
18 Mart Çanakkale Zaferi
Tarihteki ve Ulusal Yaşantımızdaki Yeri
Turhan OLCAYTU * E.Tümgeneral
3 Kasım 1914 ve 18 Mart 1915 tarihleri arasında Çanakkale Boğazı'nda
cereyan eden bir seri deniz savaşlarıyla Gelibolu Yarımadası'nda 25 Nisan
1915 - 8/9 Ocak 1916 tarihleri arasında yapılan kara savaşları, Türk
tarihinin en şerefli sayfalarını dolduran birer zafer destanıdır.
Çanakkale Zaferini, büyük Türk Ulusuna, Atatürk gibi dahi bir lider hediye
etmiştir. Türk bağımsızlık savaşının temelleri, Çanakkale'nin sularında,
Conkbayırı'nda ve Anafartalar'da atılmış, bu zaferler Türk Kurtuluş
Savaşına maya çalmıştır.
Türk Ulusu; İstanbul'u kurtaran Anafartalar kahramanı Mustafa Kemal Paşayı
Çanakkale'den tanımış; 19 Mayıs 1919'da O, Samsun'a çıktığı gün Suriye ve
Filistin cephelerinden terhis olarak Anadolu'ya dönen Türk halkı, "bu benim
kahraman komutanımdı" diyerek O'nun etrafında kenetlenip İstiklal Savaşı'na
katılmıştır.
Türk Ulusu ve dünya O'nu böylece tanırken, O da Conkbayırı'nın,
Kocaçimen'in, kan deryası can pazarında ulusunun ve Türk askerinin asıl
cevherini yakından tanıyarak daha sonra girişeceği Bağımsızlık Savaşını
kesin zaferle sonuçlandıracağı kanaatini daha o zamandan edinmiştir. 18
Mart zaferi kazanılmasaydı, düşman donanması, daha 1915'in Mart ayında
İstanbul'a girerek Osmanlı İmparatorluğu'nu çökertebilecekti.
Çanakkale Boğazı'nı denizden aşıp İstanbul'a giremeyen İtilaf Devletleri,
25 Nisan 1915'ten başlayarak 8-9 Ocak 1916'ya kadar süren Çanakkale kara
savaşlarında Mustafa Kemal tarafından durdurulamasaydı, Birinci Dünya
Savaşında Çarlık Rusyası en kısa yoldan müttefiklerinin yardımlarına
kavuşacağı için yıkılmayacak, muhtemelen Ekim 1917 Bolşevik İhtilali de
olmayabilecekti. Bu durumda Almanya'nın yenilgisi hızlanacak ve 1. Dünya
Savaşı belki de 1915'te sona erecekti. Çanakkale Zaferi; harbin 4 yıl
sürmesine, üç imparatorluğun (Osmanlı, Çarlık ve Avusturya/Macaristan
İmparatorlukları) tarih sahnesinden silinmesine neden olmuştur. Gelibolu
Yarımadası'nda düşmana kesin darbeler vurarak onları yenilgiye uğratan Alb.
Mustafa Kemal'in Anafartalar tepesinde yaktığı zafer meşalesi, Kurtuluş
savaşımızın da yolunu aydınlatmıştır.
Böylece 18 Mart deniz zaferimizi taçlandıran 25 Nisandan sonraki kara
savaşlarında, Mustafa Kemal'in etkin liderliği sayesinde kazanılan
zaferlerin, ulusal tarihimize ve dünya tarihine yön veren etkin rolünü
yukarda belirtilen noktalarda toplamak mümkündür.
18 MART 1915 ÇANAKKALE DENİZ SAVAŞI VE ÖNCESİ
Boğaz savunması, girişten itibaren "Dış-Orta-İç Tabyalar" olmak üzere üç
savunma grubu halinde tertiplenmişti. Boğaz kıyıları boyunca 20 tabyamızda,
çoğunluğu kısa menzilli ve eski model, 170 adet top mevzilendirilmişti.
İtilaf Devletlerinin savaş gemilerinde çoğunluğu büyük çaplı uzun menzilli
247 adet en modern toplar bulunmaktaydı.
İtilaf Devletlerinin Akdeniz Başkomutanı Amiral Carden, Boğazı
geçerek İstanbul'a girmek için üç aşamalı saldırı planı yapmıştı.
İstanbul'a bir ay içinde ulaşacağını hesaplamıştı. Plan gereğince, 3 Kasım
1914 günü 7 zırhlı ile Boğaza bir keşif taarruzu yaptı. Girişteki
tabyalarımız zarar gördü. İkinci saldırıyı 19-25 Şubat 1915 tarihleri
arasında 7 gün süreyle devam ettirdi. Türk topçusunun atış menzili dışından
yapılan bombardımanlar etkili oldu. 19 topumuz ve Boğaz girişindeki
tabyalarımız kullanılamaz hale geldi. 26 Şubat günü düşman donanması Boğaza
girdi orta kesimdeki tabyalar 8 saat süreyle kesintisiz bombardımana tabi
tutulup sarsıldı. Bu başarılar üzerine Amiral Carden, Londra'ya çektiği bir
telgrafta, 14 gün içerisinde İstanbul'a ulaşabileceğini müjdeliyordu.
Amiral, hazırlıklarını tamamlamaktaydı. Son darbe 18 Martta indirilecekti.
Ne var ki, kağıt üzerinde yapılan bu savaş planında, Türk'ün kahramanlığı
ve savaş azmi hesaba katılmadığı için evdeki hesap çarşıya uymayacaktı.
18 MART 1915 GÜNÜ SAVAŞI
18 Mart günü, bundan 85 yıl önce, Çanakkale'de ufukları ümit ve zafer
neşesi kaplayan bir gün daha doğdu. İtilaf Donanması 18 savaş gemisiyle
saat 10.00'da boğazı yarıp geçmek üzere girmeye başladılar. İlk ateşi
TRIUMPH zırhlısı, Çanakkale'ye 12 Km. mesafedeyken saat 11.15'te açtı.
Savunma planımıza göre, gemiler topçularımızın ateş menziline girinceye
kadar pusuda bekleyecek ve baskın tarzında ateş açılacaktı. Nitekim böyle
yapıldı. Düşman; yaklaştıkça, topçularımızın giderek yoğunlaşan isabetli
atışlarıyla karşılaşıyordu. Saat 12.00'ye geldiğinde orta kesimdeki 3
tabyamız ağır hasar almış, ama ayakta kalan diğer topçularımızın hedefini
şaşmayan mermileri AGAMENNON zırhlısının çelik yeleğini parçalamış,
INFLEXIBLE zırhlısının komuta köprüsü uçurulmuş ve bu arada düşman
donanması Çanakkale'ye 7 Km. kadar sokulmayı başarmıştı. Savaşın en
şiddetli anları yaşanıyordu. Türk topçuları Boğazı cehenneme çeviriyor,
düşman zırhlıları da kıyı şeridindeki mevzilerimizi hallaç pamuğu gibi
atıyor, kıran kırana bir savaş oluyordu.
Bu sırada Fransız GAULOIS zırhlısı aldığı ağır yaralarla saf dışı kalmış,
BOUVET zırhlısı yırtılan çelik gömleğini yenilemek üzere geriye kaçarken,
bir gece önce Dz. Yzb. Hakkı'nın NUSRET mayın gemisiyle boğaza döşediği
mayınlara çarparak 639 personeli ile birlikte karanlık limanın sularına
gömülerek kayboluyordu. BOUVET'in imdadına koşan SUFFREN ve GAULOIS da aynı
akıbete uğramıştır. Saat 15.00'te IRRESISTIBLE ve onu takiben 16.00'da
INFLEXIBLE ve 10 dakika sonra OCEAN zırhlıları, tam ileri atılacaklarken
onların da ayakları Yzb. Hakkı'nın tuzağına takılarak batarken, INFLEXIBLE
güçlükle kurtularak römorkör yedeğinde İmroz'a dönüyordu. Böylece 6 saatte
3 büyük zırhlısını kaybeden, bir bu kadarı da ağır hasara uğrayan
gemilerini acıyla seyreden Amiral De ROBECK, kalanları kurtarabilme
telaşıyla saat 17.30'da boynu bükük çekilme emrini veriyordu.
alintidir.
____________________ kopan bir ipe, sımsıkı bir dugum atarsanız, ipin en saglam yeri artık bu
dugumdur. ama ipe her dokunusunuzda, canınızı acıtacak tek nokta yine o
dugumdur."
www.dostsesi.com
dunyaya acilan pencereniz
|
|
Junior Member Cevaplar: 46 kayıt olmuş: 6/11/2004 Durum: Çevrimdışı
|
|
Yazılış Tarihi: 18/3/2008 Saat 14:51 |
|
|
ÇANAKKALE ZAFERİ
Çanakkale Savaşı yalnız bizim tarihimizin değil yakın dünya tarihinin en
önemli savaşlarından biridir. Çanakkale Boğazı'nı savaş gemileriyle
zorlayarak aşma, böylece İstanbul'a kavuşma isteği Avrupa büyük
devletlerinin öteden beri özlemidir.
1914 yılında I. Dünya Savaşı'nın başlamasıyla İtilaf devletleri bu
isteklerini gerçekleştirme fırsatının doğduğuna inandılar. Bu inançla
İngiltere ve Fransa işbirliği yaparak 3 Kasım 1914 günü alacakaranlıkta
Bozcaada'dan Boğaz'ın ağzına doğru yaklaştılar. Buradan istihkamlarımıza
doğru ateş açtılar, İngilizler Seddülbahir ve Ertuğrul tabyalarını,
Fransızlar da Anadolu yakasında Kumkale ve Orhaniye tabyalarını havan topu
ile dövdüler. Cephaneliğimize isabet eden top mermisiyle on bir ton barut
havaya uçtu, subay ve erlerimiz şehit düştü, İngiliz Donanma Komutanı
Amiral Carden Çanakkale önlerinde gösteriler yaptı, düşman denizaltıları
boğazı geçmeye kalktılar.
24 Kasım 1914 günü bir Fransız denizaltısı Boğaz sularında görüldü. bu
denizaltıyı gören topçularımız düşman üstüne ateş yağdırmaya başladı. 2
Aralık günü İngiliz denizaltısı da bir deneme yaptı. Derinden engelleri
aşarak Boğaz'a girdi. Yediyüzelli metre ilerde bulunan Mesudiye zırhlısına
torpil atarak bu gemimizi batırdı. Zırhlımızda bulunan subaylardan on'u ve
erlerimizden yirmi dördü şehit düştü.
19 Şubat 1915 günü düşman savaş gemileri öğleye kadar uzun menzilli bir
bombardımana girişti. Boğaz'a iyice sokuldular. Tabyalarımız akşama doğru
düşman savaş gemilerine karşılık verdi. Ertuğrul ve Orhaniye tabyalarından
atılan ateş karşısında düşman oldukça bocaladı.
İtilaf devletleri gemileri diledikleri gibi ilerleyemiyor, amaçlarına
ulaşamıyordu. Lodos fırtınasını başarısızlıklarının nedeni olarak
görüyorlardı. Havalar düzelince yeni saldırılar düzenlendi. Yine sonuç
alınamayınca düşman gemilerine komuta eden Amiral Carden görevden alındı.
Yerine 17 Mart 1915 günü Robeck atandı. Yeni komutan 18 Mart 1915 günü
donanmayla Boğaz'a saldıracağını, yakında İstanbul'da olacağını Londra'ya
bildirdi.
Bu arada Çanakkale Müstahkem Mevki Komutanı Albay Cevat Çobanlı 17/18 Mart
gecesi boğaz'a mayın hattı döşenmesi emrini verdi. Aldığı emir gereği
Binbaşı Nazmi Bey Nusret Mayın gemisi ile o gece yirmi altı mayın, Boğaz'a
on birinci hat olarak döşendi. Boğaz'daki mayın sayısı on bir hat olarak
400'ü aşmıştı.
18 Mart 1915: İngiliz ve Fransız savaş gemilerinden oluşan, o dönemin en
büyük deniz gücü, üç filo olarak sabahleyin Çanakkale Boğazı'na girdi. Bu
donanmanın ilk grubunu oluşturan filoda, İngilizlerin Queen Elizabeth
zırhlısı ile İnflexible, Lord Nelson ve Agamemnon savaş gemileri
bulunuyordu.
İkinci grupta İngiliz Kalyon Kaptanı komutasında Ocean, İrresistible,
Wengeance Majestic gibi savaş gemileri yer almıştı. Üçüncü filo ise Prince,
Bouvet, Suffren gibi Fransız savaş gemilerinden oluşuyordu.
İngilizler ve Fransızlar zayıf Türk savunmasını kolayca susturarak Boğaz'ı
kolayca geçebileceklerim umuyorlardı. Bu umut ve güvenle 18 Mart 1915 günü
düşman savaş gemileri şiddetli bir ateşe başladılar. Rumeli Mecidiyesiyle
merkez bataryaları şiddetli bir ateşe tutuldu. Boğazdaki düşman gemileri
Hamidiye istihkamlarına yüklendi. Bunu gören Dardanos bataryaları ateşi
üzerlerine çekmeye çalıştı. Az sonra, tüm gemiler, Dardanos'a saldırdı.
Dardanos tabyamız saldırılara şiddetle karşı koydu. Bu arada Mesudiye
tabyası da ateşe başlamıştı. Mesudiye üzerine ateş açılınca Hamidiye onun
yardımına koştu. Bu arada kıyı bataryalarımız düşman üstüne ateş yağdırmaya
başladılar. Bunalan düşman kaçmak isterken topçu atışlarıyla
karşılaşıyordu. Düşman gemilerine göz açtırılmıyordu. Karşılıklı bu korkunç
bombardıman bir saat kadar sürdü. Bu karşılıklı bombardımanı bir yabancı
yazar şöyle anlatıyor:
«İnsan manzarayı gözlerinin önünde canlandırabilir. Kaleler, toz duman
bulutları içinde kaybolmuşlarda Yıkıntıların arasından arada bir alevler
yükseliyordu. Gemiler, çevrelerinde fışkıran sayısız su sütunları arasında
yavaş yavaş hareket ediyorlar, bazen duman ve serpintiler arasında iyice
görünmez oluyorlardı. Tepelerden ateş eden havan toplarının alevleri
görülüyor, ağır toplar yer sarsıntıları gibi gümbürdüyordu.»
Bombardıman sırasında Türk tabya ve bataryaları büyük zarar görmüştü.
Amiral Robeck Fransız gemilerini geri çekerek İngiliz savaş gemilerini
ileri sürdü. Tam bu sırada müthiş patlamalar oldu. Bouvet ve Suffren savaş
gemileri mayına çarparak sarsıldılar, manevra kabiliyetini kaybettiler. Bir
gece önce Nusret mayın gemisinin döşediği mayınlar görevlerini yapmışlardı.
Boğazın berrak sulan üzerinde bir dev gibi yatan Bouvet ve Suffren'e tarihi
Hamidiye bataryamızın keskin nişancıları ateş açtılar. Çanakkale Geçilmez
kitabının yazarı Alan Moorehead olayı şöyle anlatıyor.
«Saat 13.45'de Suffren'in az gerisindeki Bouvet müthiş bir patlamayla
sarsıldı. Güverteden göğe kesif bir duman yükseldi. Gittikçe hızlanarak
yana yattı, devrilip gözden kayboldu. Olayı görenlerden birinin ifadesine
göre «Bir tabak, suda nasıl kayıp giderse o da öylece kayıp gitti.»
Türk tabyaları, Boğaz'ı geçmeye çalışan düşman gemilerine durmadan ateş
ettiler. Bu arada düşman Boğazdaki mayınları temizlemek için mayın
tarayıcılarını boğaza soktu. Tabyalarımız mayın tarayıcılarına ateş
açtılar. Açılan ateş yağmur gibi yağmaya başlayınca düşmanlar panik içinde
kaçtılar. Bu arada düşman savaş gemilerinden İnflexible, İrressitible büyük
hasar gördü. Batanlar oldu. Daha sonra Queen Elisabeth ve Agamemnon
yaralandı. İtilaf devletleri Çanakkale Boğazı'nı denizden aşamadılar. Büyük
kayıplar vererek: Çanakkale Boğazı'nın geçilemeyeceğini öğrendiler.
İtilaf devletleri Çanakkale Boğazı'nın savaş gemileri ile aşamayınca bu kez
çıkarma yapmayı planladılar. Artık Çanakkale kara savaşları başlıyordu.
Kara savaşında düşmanın nereden çıkarma yapabileceği tartışıldı. Mustafa
Kemal Kabatepe ve Seddülbahir'den, Alman komutan Von Sanders ise Bolayır ve
Anadolu yakasından çıkarma yapılabileceği görüşündeydi. Alman komutanı Von
Sanders'in görüşü ağır bastı, ve askerler o yöreye yerleştirildi.
Düşman güçleri 25 Nisan 1918 sabahı Mustafa Kemal'in düşündüğü noktadan
saldırdı. 19. Tümen Komutanı Mustafa Kemal Kocaçimen'de Conkbayır'da,
savaştı. Cephanesi biten askerlere:
— Süngü tak emrini verdi. Daha sonra ;
— «Ben size taarruz emretmiyorum. Ölmeyi emrediyorum. Biz ölünceye
kadar geçecek zaman içinde yerimize başka kuvvetler ve başka komutanlar
geçebilir» dedi. Tarihin bu en büyük siper savaşı başlamıştı. Siperler
arası uzaklık sekiz on metre kadardı. Türk siperlerinden hiçbir asker
ayrılmıyordu. Şehit düşenlerin yeri hemen dolduruluyordu. Her adım başına
bir mermi düşüyor; toprak adeta tüterek kaynıyordu. Düşman dalgalar halinde
Conkbayır'a doğru ilerliyordu. Bu arada Mustafa Kemal, Anafartalar Grup
Komutanlığına atandı. Anafartalar Savaşı'nda düşmanın attığı şarapnel
misketi Mustafa Kemal'in göğsüne isabet etti. Ancak cebindeki saate
çarptığından bir şey olmadı.
Kısa sürede Türk ordusu her yerde büyük başarılar kazandı. Düşman şaşkına
döndü, bozguna uğradı. Çanakkale kara savaşlarının en önemli cepheleri;
Kumkale, Beşike, Bolayır, Seddülbahir, Anbumu, Kabatepe, Conkbayırı ve
Anafartalar'dır. 19 - 20 Aralıkta Anafartalar ve Arıburnu cephesi, 8 - 9
Ocak'ta Seddülbahir düşmanlar tarafından boşaltıldı. Böylece 1915 baharında
parlak umutlarla karaya ayak basan birleşik düşman ordusu 1916 kışında
bozguna uğrayarak çekip gitti.
Çanakkale savaşlarında 250 binin üzerinde askerimiz şehit düştü. Düşman
kayıpları ise bu rakamın üstündedir.
Çanakkale savaşlarının unutulmaz kahramanı, Anafartalar Grup Komutanı
Mustafa Kemal'in başarısı ilerde başlayacak Ulusal Kurtuluş Savaşı'mızın
kaynağı oldu.
Bağımsızlığımızı savunmak, yurt topraklarımızı korumak için yapılan
savaşlar kutsaldır. Çanakkale, Ulusal Kurtuluş Savaşımız kutsal destan
savaşlara birer örnektir.
alintidir.
____________________ kopan bir ipe, sımsıkı bir dugum atarsanız, ipin en saglam yeri artık bu
dugumdur. ama ipe her dokunusunuzda, canınızı acıtacak tek nokta yine o
dugumdur."
www.dostsesi.com
dunyaya acilan pencereniz
|
|
Junior Member Cevaplar: 46 kayıt olmuş: 6/11/2004 Durum: Çevrimdışı
|
|
Yazılış Tarihi: 18/3/2008 Saat 15:05 |
|
|
ÇANAKKALE ZAFERİ (18 Mart)
Çanakkale Savaşları, 1. Dünya Savaşı’nın seyrini değiştiren,
Türk’ün gücünü dünyaya bir daha duyuran, tarihe “ÇANAKKALE
GEÇİLMEZ” sözünü yazdıran büyük bir destandır.
1. Dünya Savaşı’nın başlarında İngilizler ve Fransızlar, İtilaf
Devletlerinin üçüncüsü olan Ruslara yardım etmek için Çanakkale
Boğazı’ndan geçip Karadeniz’e ulaşmayı planlamışlardı.
Amaçlarından biri de İstanbul’u ve boğazları ele geçirmek, bu yolla
Osmanlı Devleti’ni etkisiz hale getirmekti.
İngiliz ve Fransızlar bu düşünceyi gerçekleştirmek için kurdukları güçlü
donanma ile Çanakkale Boğazı önlerine geldiler. Türk mevzilerini yoğun bir
top ateşine tuttuktan sonra boğazı geçmeye çalıştılar ( 18 Mart 1915). Ne
var ki Türk topçusunun düşman gemilerini bulan isabetli atışları ve Nusret
Mayın Gemisi’nin boğaza yerleştirdiği mayınlar, düşman filosunu geri
çekilmek zorunda bıraktı. Bu arada düşman gemilerinden bir çoğu battı,
bazıları da kullanılamayacak duruma geldi.
Düşman, Çanakkale Boğazı’ndan geçemeyeceğini anlayınca, Nisan
1915’te Gelibolu Yarımadası’na asker çıkardı. Amaçları,
yarımadadaki Türk gücünü yok etmek ve boğazı denetimi altına almaktı.
İngiliz, Fransız, Avustralya ve Yeni Zelenda askerlerinden oluşan 70 bin
kişilik bir kuvvet; asker ve silah sayısı bakımından az, fakat
kahramanlıkta eşsiz olan askerlerimize saldırdılar. Mustafa Kemal
komutasında 19. Kolordu, bu güçlü orduyu Anafartalar, Arıburnu ve
Conkbayırı’nda dize getirdi. Çanakkale’nin geçilmez olduğunu
anlayan düşman, Gelibolu Yarımadası’nı boşaltmak zorunda kaldı
(1916). Askerlerimizin, kendilerinden kat kat güçlü düşmana karşı hem
karada hem de denizde kazandığı bu zafer karşısında bütün dünya,
Hayranlığını dile getirmiştir.
Çanakkale Zaferi, her yılın 18 Mart’ında bütün yurtta kutlanmakta,
başta Mustafa Kemal olmak üzere, tüm komutanları ve 251 bin Mehmetçiğimizi
saygıyla anmaktayız
alintidir.
____________________ kopan bir ipe, sımsıkı bir dugum atarsanız, ipin en saglam yeri artık bu
dugumdur. ama ipe her dokunusunuzda, canınızı acıtacak tek nokta yine o
dugumdur."
www.dostsesi.com
dunyaya acilan pencereniz
|
|
|
0,029 saniye - 22 queries
|
Happy Birthday |
Bugün hiçbir kullanıcımızın doğumgünü yok! |
üye Puani |
- Rojin: 10 976 Puanlar
- asliyok: 4 432 Puanlar
- HarmanYeli: 4 396 Puanlar
- KizilZora: 2 048 Puanlar
- life23: 1 675 Puanlar
- gokkiz: 1 657 Puanlar
- BirNefes: 1 048 Puanlar
- Erasmus: 984 Puanlar
- -Pozan-: 785 Puanlar
- Siyahinci: 623 Puanlar
|
|