İbrâhim bin Edhem, önceleri Belh te saltanat ve debdebeye düşkün bir
hükümdardı. Onu bu düşkünlükten kurtarıp âhiretini de ihyâ edebilmesi için,
devrin ârif ve sûfîlerinden zaman zaman kendisine ibretli îkâzlar
yapılıyordu. Nitekim meşhur rivâyete göre bir gece sarayının damında
birtakım acaip gürültüler duymuş, uyuyamayıp merakla seslenmişti:
"- Orada ne yapıyorsunuz?"
Garip bir cevap verildi:
"- Devemizi kaybettik, onu arıyoruz!"
İbrâhim bin Edhem kızdı:
"- Damda deve aranır mı hiç?"
Bu seferki cevap ise pek mânidar ve ibretli idi:
"- Ey İbrâhim! Damda deve aranmayacağını biliyorsun da, şu yaşadığın
dünyevî şatafat ve debdebe içinde ebedî saâdetin aranamayacağını niçin
düşünmüyorsun?"