|
Member Cevaplar: 239 kayıt olmuş: 11/9/2006 Durum: ÇevrimdışıCinsiyet:
|
|
Yazılış Tarihi: 9/12/2007 Saat 16:53 |
|
|
Peygamber Efendimiz, Veda Hutbesinde insanlık tarihinin temel
sorunlarından biri olan, kadın haklarının korunması ve gözetilmesi
konusunda şöyle buyurmaktadır:
“ Ey İnsanlar! Kadınların haklarını gözetmenizi ve bu konuda Allah'ın
koyduğu ölçülere hassasiyetle uymayı tavsiye ederim. Siz kadınları,
Allah'ın emâneti olarak aldınız. Onları, Allah adına söz vererek helâl
edindiniz. Sizin kadınlar üzerinde hakkınız, onların da sizin üzerinizde
hakları vardır… Sizin kadınlar üzerindeki hakkınız: namusunuzu
korumaları, hoşlanmadığınız kimseleri izniniz olmadıkça evinize
almamalarıdır… Kadınların sizin üzerinizdeki hakları: Her ülkenin
kendi geleneğine uygun şekilde onların rızıklarını ve giyimlerini temin
etmenizdir.”1
Muhterem Müslümanlar!
Kur’an-ı Kerim, kadın ile erkek arasında bir ayrım yapmamaktadır.
Kadın ve erkek, her ikisi de Allah'ın emir ve yasaklarına muhatap olmada
eşit tutulmaktadır.
Peygamber Efendimiz, bütün insanların insan olmaları itibariyle bir tarağın
dişleri gibi eşit olduklarını vurgulamış, kadın ile erkeği bir bütünün iki
yarısı şeklinde tanımlamıştır. Bunun için, İslâm’a göre üstünlük,
ancak takva ile yani Allah’a karşı sorumluluk bilinciyledir.
Kur’ânı Kerim’de erkek ve kadın, herkesin yaptığı ibadet ve tüm
hayırlı işlerin, Allah katında değerlendirildiği, boşa gitmeyeceği haber
verilmekte2 ve şöyle buyrulmaktadır: "... Erkek olsun, kadın olsun ki
hepiniz birbirinizdensiniz içinizden hiçbir çalışanın çalışmasını boşa
çıkarmayacağım..."3
"Erkek olsun kadın olsun her kim Mümin olarak iyi işler yaparsa, işte onlar
Cennete girerler ve zerre kadar haksızlığa uğratılmazlar."4
Kadın ve erkek birbirleriyle kaynaşmaları için yaratılmış, aralarına özel
bir sevgi ve ünsiyet konmuştur.5
Anne olarak İslâm'ın kadına verdiği değer ise her türlü takdirin
üzerindedir. Sahabeden birinin, "En çok iyilik etmem gereken kimdir?"
sorusuna Sevgili Peygamberimiz, "Annendir"diye cevap vermiş, üç kez tekrar
edilen bu soruya hep aynı cevabı vermiştir.6
Muhterem Müslümanlar!
Dünyanın her yerinde olduğu gibi İslam dünyasında da maalesef kadınlara
yönelik Kur’an ve Sünnet çizgisine ters düşebilecek bir takım olumsuz
yaklaşımlar ve davranışlar gözlenebilmektedir. Büyük ölçüde gelenek,
görenek, örf, adet ve kültürden kaynaklanan bu tür hatalı yaklaşımlar ve
uygulamalar asla İslam’a mal edilmemeli, bu yolla Yüce Dinimize
bühtanda bulunulmamalıdır. Müslümanlar da gerek düşüncede gerekse pratikte
kadınlara hak ettikleri önemi vermeli, bu konuda Müslüman’a
yakışmayacak davranışlar sergilememelidir.
Bu konuda müminler için en güzel örnek Sevgili Peygamberimizdir. O,
hanımlara karşı daima sevgi, saygı, hoşgörü ve anlayış göstermiş, bırakın
dövmeyi; hanımlara karşı hiçbir zaman kaba davranmamış; hep güler yüzlü
olmuştur. Dolayısıyla Peygamberimizin hanımlara karşı gösterdiği bu tavır,
hepimiz için örnek olmalıdır.
____________________ Dört Sey Geri Gelmez Atılan Ok, Söylenen Söz, Kacırılan Fırsat ve Gecen
Zaman ...
|
|
Junior Member Cevaplar: 7 kayıt olmuş: 6/12/2007 Durum: ÇevrimdışıCinsiyet:
|
|
Yazılış Tarihi: 13/12/2007 Saat 10:34 |
|
|
islamda kadin haklari cokta, cok bayanlar bunlari bilmiyor... örnek bosanma
haki.. sade erkek degil bayanda bosaya bilir fakat nikahdan önce o hakki
talep etmesi lazim, yani hocaya söylemesi lazim. önceden söylemese bosanma
hakini alamiyor. gecimsizlik yüzünden, veya cinsel iliski probleminden bir
bayan bir erkeyi bosayabilir...
____________________ her türk müslüman degil, her müslümanda türk degil.. okdarrr
|
|
Newbie Cevaplar: 1 kayıt olmuş: 6/12/2006 Durum: ÇevrimdışıCinsiyet:
|
|
Yazılış Tarihi: 30/12/2007 Saat 20:16 |
|
|
İstanbul'un göbeğinde Cuma öncesi vaaz: Karılarınızı çalıştırmayın, sizi
aldatır
Beylikdüzü Fatih Sultan Mehmet Camii İmamı Hasan Hakyemez'in cuma namazı
öncesi verdiği vaaz aynen şöyle: Eşini çalıştıran biri bana geldi. Karım
beni patronu ile aldatıyor ne yapayım diye sordu..
KADINDA 9 NEFİS VAR
'Ey cemaat, karılarınızı çalıştırmayın. Çalıştırırsanız günaha girersiniz.
Bu adamın durumuna düşersiniz. Çünkü kadınların 9 nefsi var. Kadın nefsine
düşkündür. Erkeğin tek nefsi var ve buna hakim olabiliyor'
HAKİM OLAMAZ
'Halbuki, kadının 9 nefsi var, hangi birine hakim olsun? Çalışan kadın
işyerinde nefsine hakim olamaz. Bunları ben kafamdan uydurmuyorum. Ben size
İslam'ın emrini tebliğ ediyorum'.
Ercan ÖZTÜRK
günes gazetesinden alintidir.. (yorumsuz) 30.12.2007
|
|
Junior Member Cevaplar: 7 kayıt olmuş: 6/12/2007 Durum: ÇevrimdışıCinsiyet:
|
|
Yazılış Tarihi: 2/1/2008 Saat 11:07 |
|
|
hmm calismayan kadin aldatmiyormu yani??:: EVDE TESETÜRLÜ OTURAN
BAYAN:disarda evinin gecimini saglayip cocuklarini ac birakmayandan
herzaman dami namuzlu oluyor... hicde öyle deyil.. kim ne derse
desin..beylerin isine gelmiyor.. peygamber efendimizin(a.v.) ESININDE
calisdini ne cabuk unutmuslar.. bizim insanlarimiz okuduklarina degil
duyduklarina cok inanir... bir kadin nefsine hakim olabilirde bir erkek
asla!!!!!!!!... bu ispatlanmisdir...
____________________ her türk müslüman degil, her müslümanda türk degil.. okdarrr
|
|
Junior Member Cevaplar: 46 kayıt olmuş: 6/11/2004 Durum: Çevrimdışı
|
|
Yazılış Tarihi: 2/1/2008 Saat 11:20 |
|
|
islami kafalarina göre yorumlayan yobazlar islamida dejenere etmektedirler.
:thumbdown:
____________________ kopan bir ipe, sımsıkı bir dugum atarsanız, ipin en saglam yeri artık bu
dugumdur. ama ipe her dokunusunuzda, canınızı acıtacak tek nokta yine o
dugumdur."
www.dostsesi.com
dunyaya acilan pencereniz
|
|
Member Cevaplar: 239 kayıt olmuş: 11/9/2006 Durum: ÇevrimdışıCinsiyet:
|
|
Yazılış Tarihi: 5/1/2008 Saat 15:14 |
|
|
Slm cem_ss konuyu okudum ama ben yorumsuz kalamayacam.
Sunuda demeden gecmeyecem Cahiligin danisgasi bukdar olur.
Ve esef ile kiniyorum okdar magdur bayan var iken ve esi calisamayacak bir
bayan düsünün derim ne yapmali? beklemelimi!!
Bukadar cahilkte olmaz yani bunu diyen kisi veya bu düsüncede olan
kisiler"ede derimki SIRT perk"ki,Ama her kisinin SIRTI pek degilki bunu
göremyiorlar :thumbdown:
____________________ Dört Sey Geri Gelmez Atılan Ok, Söylenen Söz, Kacırılan Fırsat ve Gecen
Zaman ...
|
|
Ziyaretçi
|
|
Yazılış Tarihi: 20/1/2008 Saat 21:51 |
|
|
İslam da kadını yeri… Gerçekten özellikle günümüz Türkiyesinde
çok önemli bir konu. İslamın temeli Kuran-ı Kerim olduğuna göre kadına
bakış açısını ele almadan önce, bu konudaki yanlış anlamların sebeplerine
kısaca değinmek istiyorum. (Yazma kabiliyetim o kadar iyi olmadığından)
aksi taktirde sağlıklı bir sonuca varmak mümkün olmayacaktır.
Eleştiriler o kadar fazladır ki, ama eleştirirken düşünmedikleri bir şeyler
vardı.
ayetleri kuşatan tarihi ve toplumsal şartları göz önünde bulundurmamak.
kuran ayetlerinin indiriliş sebeplerini dikkate almamak.
kurandaki bazı ifadeleri metin içerisinden soyutlayarak ele almak.
bir takım ayetleri tek tek kullanmak, bütünlük içerisinde ele almamak.
ayetleri daima dış anlamıyla anlamak. Mecaz, kinaye, teşbih, teşvik ve
sakındırma gibi uslub özelliklerini dikkate almamak.
kadın konusunda kuran-a yöneltilen başlıca eleştiriler ise:
1. erkeklerin kadınlar üzerinde hakim olması
2. iki kadının şahitliğinin, bir erkeğin şahitliğine denk tutulması
3. mirasta erkeğe kadının iki misli hisse verilmesi
4. boşanma hakkı erkeğe verilmesi.
metodla ilgili hatalardan sakınıldığı ve önyargısız bir şekilde ele
alındığında kadınla ilgili kuran hükümlerinin, iddiaların tam aksini ortaya
koyduğu görülmektedir. bu durumda kuranın kadın konusunda getirdiği
hükümlere yöneltilmiş tenkitlere katılmak mümkün değildir. bilakis kuran
kadınlarla ilgili öğretilerden şu sonuçların kolayca çıkarılabileceğini
söyleyebilir:
kadın, kadın olmaktan önce bir insandır.
iki cins arasındaki fiziki farklılıklar bir yana bırakılırsa, hukuki ve
ahlaki şahsiyet, ehliyet, hak ve sorumluluklar açısından kadın ile erkek
arasında bir ayırım yoktur.
kuran erkeği kadından üstün gördüğü iddiası hiçbir temele dayanmamakta,
dolayısıyla erkeğin kadına tahakkük etmesi kuran-a aykırıdır. kadın da
erkeğin kölesi değildir.
kadının şahitiği de erkeğinkine denktir. vadeli borçlanmalarda kadının
şahitliğine dair ayet özet bir durum olup, bundan genel bir hüküm
çıkarılamaz.
kadına mirastan erkeğin yarısı kadar hisse verilmesi, kadının mirasla
ilgili bütün konumları için geçerli değildir. erkekle eşit hisse aldığı
durumlar da bulunmaktadır. eşit hisse almadığı durumlar ise herhangi bir
haksızlık söz konusu değildir. zira bu erkek-kadın arasındaki dengeyi
sağlama amacına yöneliktir.
boşama hakkı sadece erkeğe mahsus ve sınırsız bir hak değil. kadın da erkek
gibi boşama hakkına sahip. ayrıca boşanmanın şahitler huzurunda olması
gerekir.
bazı çevrelerde islamın, kadın haklarını son derece kısıtladığı, kadını
peçeye sokup dört duvar arasına kapattığı, onun kişiliğini yıprattığı,
ezdiği iddia edilmektedir.
iddiaya göre "bütün dünyada toplumsal durumları en kötü olan kadınlar,
müslüman ülkelerinde yaşayanlarmış." acaba bu görüş bir istatistiğe, yahut
dünya çapında yapılmış bilimsel, ciddi bir araştırmaya mı dayanıyor? bizzat
gidip hindistanda, güney amerika yerlileri arasında, afrikadaki ilkel
kabileler arasında incelemeler mi yapılmış ki böyle kesin bir yargıya
varılıyor? hayır, sadece bu konuda, kasden yarım olarak alınan bazı ayet ve
hadisler, çürük savlara kanıt olarak ileri sürülmektedir.
ayetlerin bir cümlesiyle hüküm verilemez. onları tüm olarak ve genel
konteksi içinde mütalaa etmek gerekir.
bektaşiye demişler:
-niçin namaz kılmıyorsun?
-allah kuran-da "namaza yaklaşmayınız" diyor, demiş
-iyi ama demişler, ayetin devamını okusana;"ey inananlar, sarhoş iken
namaza yaklaşmayınız ki ne dediğinizi bilesiniz". neden öyle yarım
okuyorsun?
-o kadarını bilmem, ben hafız değilim demiş.
işte bazıları da aynı düşünce ile ayetleri yarım yarım alarak ters biçimde
yorumlamıştır.
islamın ilk emri ve kuran-ın ilk ayeti, ilimle ilgili olan ve "oku" diye
tercüme edebileceğimiz bir kelimedir. bu ilahi hitabın muhatabı, hz.
peygamberin şahsında bütün bir islam dünyası olarak kabul edilmiştir. bu
bakımdan emri yerine getirmekle yükümlü tutulan belirli bir zümre, sınıf
veya cinsiyete sahip olanlar değildir. her müslüman, bu emrin muhatabı,
başka bir ifade ile o emrin, gerçekleştirmek istediği şeyi yerine getirmek
zorundadır. böyle bir uygulamada sınıf, cinsiyet vs. gibi bir ayırım söz
konusu olmadığı gibi, erkekler şu kadarı ile kadınlar da bu kadarı ile
yetinebilirler diye bir şey de söz konusu değildir. demek oluyor ki islamda
ilim tahsil etmek ve bu uğurda yeterince çaba sarf etmek hem erkeğe hem de
kadına düşen müşterek bir vazifedir
kuran, kadın olsun, erkek olsun insanları ilme teşvik etmiş, ayetler
üzerinde düşünmeyi ve ibret almayı emretmiştir. kadın sadece çocuğu
doğurmaz, toplumu da doğurur. bu sebeple bilinçli olması gerekir. toplumdan
soyutlanması ise zorunlu olarak cahil kalması sonucunu doğurmuştur. cahil
kalan bir annenin çocuğun yetişmesinde başarılı olmayacağı açıktır.
dindarlık adına veya dindarlığı öne sürerek kadınlara ilim yolunu kapatmak
isteyenler de islama saldıranlara hizmet etme yolundan öte gidememişlerdir.
şurasını hiçbir zaman unutmamak gerekir ki, mutlu bir gelecek, kadın ve
erkeğin el ele vererek insicamlı bir şekilde çalışmalarına bağlıdır. şu
halde yapılacak en ciddi işlerden birisi de toplumun ihmal edilmiş olan bu
kesimini yeniden topluma kazandırmak olmalıdır. bu da ancak planlı bir
eğitim politikası ile gerçekleşebilir.
kadının klasik dönemdeki sosyal, ekonomik ve hukuki konumu xix. yüzyıla
gelinceye kadar köklü değişikliklere uğramamıştır. bu hususta ilk değişme
modernleşme sürecinde ortaya çıkmıştır. bu dönemde batıda kadını sosyal ve
hukuki konumundaki gelişmeler önemli ölçüde islam dünyasına tesir etmiştir.
1850'li yıllardan itibaren gerek osmanlı devletinde ve ona bağlı bir eyalet
statüsündeki mısırda gerekse iranda bir taraftan kız liseleriyle öğretmen
okullarının açılması, kızların üniversiteye kabul edilmesi, diğer taraftan
basında kadın hakları konusundaki yazıların gittikçe artan bir oranda yer
alması, kadınlara yönelik gazete ve dergilerin yayımlanması kadın
hareketine yeni bir ivme kazandırmıştır. bunun sonucunda islam hukukunda ve
müslüman toplumların kültüründe yer alan kadın anlayışına yönelik ciddi
eleştiriler görülmeye başlamıştır.
osmanlı devletinde kadınların eğitimi alanında ilk gelişmeler 1858de kız
rüşdiyelerinin açılmasıyla ortaya çıkar. bunu 1870te açılan kız öğretmen
okulları takip eder.
genelde islam, kadın ve islamın kadına bakışı konularında yaygın
spekülasyonların yapıldığı bir dönemde yaşıyoruz. konuyu bilenler de
bilmeyenler de karşılıklı tartışmaları sürdürüyorlar. elbette bütün islam
dünyasının henüz daha çözülmemiş sorunların başında kadın meselesi
gelmektedir.
kanaatime göre islamın gerçek anlamda kadına nasıl bakıldığını
araştırdığımızda, iki önemli bağlamı her zaman gözönüne getirmeli ve sahih
islamı bu iki bağlamdan özenle ayırabilmeliyiz. bunlardan biri tarihsel
islam ve reel islamın kadının geleneksel rolü ve durumuyla ilgili
geliştirdiği eksik imaj; diğeri de modernizmin kadına getirmekte olduğu
yeni tanım ile yüklemeye çalıştığı çarpık imaj.
genelde islam tarihinde kadının durumu, avrupalı çağdaşlarıyla mukayese
edildiğinde daha ileri, ama sahih islamın hayata geçtiği peygamber
dönemine göre daha geri bir aşamayı temsil eder. islam dünyasında yani reel
islamdaki kadının durumu ise, gelenek yani tarihsel islam ile modernizm
arasında kimliksiz ve sağlıksız bir süreçten geçtiğinden büsbütün kötüdür.
islam, kadına kişilik kazandırmış, ona saygı ve şefkat gösterilmesini, kaba
davranılmamasını emretmiştir. bugün dünyaya örnek olarak gösterilen
avrupada acaba kadın gerçekten mutlu mudur?
islam peygamberi, "cennet annelerin ayakları altındadır" demiştir. hangi
toplum, kadına, cenneti onun ayakları altına seren islam kadar önem
vermiştir?
Ne diyeyim sizde katılırmısınız.
|
|
Junior Member Cevaplar: 7 kayıt olmuş: 6/12/2007 Durum: ÇevrimdışıCinsiyet:
|
|
Yazılış Tarihi: 22/1/2008 Saat 00:20 |
|
|
BIZ KADINLAR HAKIMIZI BILMIYORUZKI ... hakimizi talep etsek... .cok hata
bizlerde... herseye evet dersek böyle olur iste hakimiz cok ama bilmiyoruz.
. ...
____________________ her türk müslüman degil, her müslümanda türk degil.. okdarrr
|
|
Junior Member Cevaplar: 3 kayıt olmuş: 29/8/2006 Durum: ÇevrimdışıCinsiyet:
|
|
Yazılış Tarihi: 27/1/2008 Saat 05:14 |
|
|
Türk kadinina hak gerekmez onlara bir basörtü basina baglayin ve öküzün
arkasinda sirasini alsinlar
Atamiz bosa TR hanimina hakkler vermis basimiz sutanalri yapalim dedik
onlar yok verin basörtü lerimizi biz öküzün arkasinda yerimizde mmenunuz
diyorlar
____________________ ver bir selam al bir merhaba ikilige yar degiliz Hudey
|
|
Member Cevaplar: 239 kayıt olmuş: 11/9/2006 Durum: ÇevrimdışıCinsiyet:
|
|
Yazılış Tarihi: 27/1/2008 Saat 18:20 |
|
|
Konu saptarmayin ltf konu Atatürk degil.Konu Ismda Kadinin
Yeri,Basörtüsü degil konu.Atatürkün kadinlari verdigi hakki okuyan
kadinlarmiz bile uygulamyior ne yaziki.Degilki diger bayanlardan bunu
beklmek yanlistir.Konuya göre yazalim ltf
____________________ Dört Sey Geri Gelmez Atılan Ok, Söylenen Söz, Kacırılan Fırsat ve Gecen
Zaman ...
|
|
|
0,052 saniye - 38 queries
|
Happy Birthday |
Bugün hiçbir kullanıcımızın doğumgünü yok! |
üye Puani |
- Rojin: 10 976 Puanlar
- asliyok: 4 432 Puanlar
- HarmanYeli: 4 396 Puanlar
- KizilZora: 2 048 Puanlar
- life23: 1 675 Puanlar
- gokkiz: 1 657 Puanlar
- BirNefes: 1 048 Puanlar
- Erasmus: 984 Puanlar
- -Pozan-: 785 Puanlar
- Siyahinci: 623 Puanlar
|
|