Demokrasi, sadece iktidar partisi değil; hiçbir parti
kapatılmadığı zaman var olacaktır!
Mart 2008 ortasından bu yana gündemde tutulan ve beklenen sonucun
şatafatlı bir biçimde açıklandığı
parti "kapatmama davası" ve gÖsterilen tepkiler, ayıplı
demokrasiyi kurtarma çabasından başka bir şey
değildir. Ancak bu çabalar gÖstermelik,
güdümlü ve ayıplı demokrasinin bir kez daha
açığa çıkmasından başka bir anlam ifade
etmemiştir. Yıllardır sürdürülen AB
tartışmalarında dile getirilen ve halkımız
istediği için değil AB şefleri istediği için
lütfedilen demokrasi(!) tarihinden bazı Örnekler;
· 27 Mayıs, 12 Mart, 12 Eylül, 28 Şubat
müdahaleleri,
· Susurluk, Şemdinli, Ergenekon, Atabeyler
davaları,
· Yasaklanan kitaplar, tiyatrolar, dergiler,
· Kapatılan partiler, gazeteler, radyolar, TV'ler,
· Cezaevinde bulunan 20'yi aşkın gazeteci,
· Son 7 ayda işlenen 22 faili meçhul cinayet,
· Kapatılan dernekler, sendikalar,
· Yasaklanan sÖzcükler, şarkılar,
renkler,
· Yasaklanan diller, tarihler,
· 1 Mayıslarda katledilen işçiler, kimyasal
silahlarla yapılan engellemeler,
· Hak arayan Tekel işçilerine sıkılan
su,
· 301 ayıbı ve ayakkabısı delik
kurşunlanan gazeteci Hrant Dink,
· Bayrak provokasyonları,
· Fişlemeler, sürgünler, işkenceler,
gÖzaltında kayıplar,
Bütün bunlar başka bir ülkede olmuş gibi
davranarak ve kendi tarihimizde 24 parti kapatıldığı
halde, iktidar partisi kurtulunca demokrasi kurtuldu diyenler balık
hafızalı olabilir, ancak tarih bunları yazacaktır.
Hiç kimse, bunca antidemokratik uygulama varken, IMF ve Dünya
Bankası şeflerinin yol gÖstericiliğinde ekonomi
politikaları, ABD'nin sufleleriyle Ortadoğu politikaları, AB
istekleriyle anayasa düzenlemeleri yapılırken halkı
kandırmaya, demokrasiden dem vurmaya kalkmasın.
GÖstermelik Demokrasi!
Deşifre olmuş ilişkiler değil, bütün
karanlık çeteler ortadan kalktığı zaman,
çoğunluk azınlığa tahakküm etmediği
zaman, faili meçhul cinayetler işlenmediği zaman, TV
kanalları ve internet siteleri keyfi olarak
kapatılmadığı zaman, grevli toplu sÖzleşme
hakkına sahip sendikalar olduğu zaman, grev yapan
işçilere saldırılmadığı zaman Demokrasi
var olacaktır. Sendika kurmak isteyenlere değil engel olanlara
karşı mahkeme kurulduğunda, üniversitelerimizde
eşit-Özgür-nitelikli-parasız eğitim
verildiğinde, ülkeyi ulema değil bilim
yÖnettiğinde, bütün yasaklar
kalktığında, insanlar insanca yaşayabildiğinde
Demokrasi kendiliğinden gelecektir. Demokrasinin nasıl
algılandığını gÖsteren en Önemli
işaret, iktidar partisinin suçlu bulunmasına rağmen
sadece kapatılmaması üzerinden tartışma
yapılması, bu da yetmiyormuş gibi en yetkili
ağızlardan "durmak yok yola devam" denilerek
güdümlü liberal politikaların
sürdürüleceğinin ilan edilmesidir.
Danışıklı davada hükümetin bugüne kadar
uyguladığı neo-liberal ekonomik saldırıların,
demokratik hak ve Özgürlükleri alabildiğine kısan
ve alanlarda hak arayanlara yapılan saldırıların,
otoriter yÖnetim anlayışının, yoksullukların,
kadrolaşmaların, provokasyonların, yolsuzlukların
yargılanmadığını biliyoruz. Bu mücadelenin
ucu açıktır. Yasaksız, eşit, Özgür,
barış içinde, kardeşçe, yan yana bir Türkiye,
demokratik bir Türkiye istiyoruz.
TMMOB Elektrik Mühendisleri Odası
Ankara Şubesi 19. DÖnem Y.K.