|
Junior Member  Cevaplar: 67 kayıt olmuş: 12/10/2007 Durum: Çevrimdışı
|
 |
Yazılış Tarihi: 4/5/2008 Saat 17:16 |
|
|
Medeni dünyanın bireyi merkeze alan, devleti, fertlerin
Özgürlük alanını genişletmekle ve gelir
düzeyini yükseltmekle memur kılan
anlayışını herkese sınırsız
Özgürlük ve sınırsız refah şeklinde
algılamak en iyi niyetli yorumla modern dünyanın
gerçeklerinden habersiz bir saflığın
gÖstergesidir.
Öncelikle ve kısaca refah konusuna değinmek
gerekirse; dünyanın mevcut kaynakları ile yaşayan insan
sayısı
karşılaştırıldığında
gÖrülmektedir ki, herkes için sınırsız refah
mümkün değildir. Dünya nüfusunun
sınırsız refah içinde yaşayan
azınlığı, açlıktan Ölüme mahkum
edilen çoğunluğun haklarıyla beslenenlerdir. Bu
adaletsizliğin mimarı dünya nimetlerinin yalnızca
kendilerine ait olduğunu düşünen sÖmürgeci
güçlerdir. Afrika ve Hint coğrafyasını
yüzyıllarca alenen sÖmürüp biçare
bırakanların oturdukları sırça
kÖşklerden refah, demokrasi ve insan hakları ahkamı
kesmeleri samimiyetle asla bağdaşmamaktadır. Dünya
liderliğine soyunanlar, küresel sorunların
çÖzümüne dÖnük elle tutulur hiçbir
gayret gÖstermezken, yeni işgaller, yeni
sÖmürüler, yeni Ölümler meydana getirme konusunda
azim içindedirler. Afrika’nın açlık ve su sorunu,
dünyada bir yılda kozmetik ürünlerine harcanan
paranın yarısıyla çÖzülebileceği halde
hala sürüyorsa, bu modern dünyanın, refahı
yalnızca kendi toplumlarına layık
gÖrdüğünün yüz karası bir
gÖstergesidir. Bu bağlamda sınırsız refah fikrini
değil, dengeli/adaletli dağılım fikrini evrensel
boyutta hayata geçirmek nihai amaç olmalıdır. Bu milli,
İslami ve insani amaç, Türk-İslam Medeniyet
tasavvurunun vazgeçilmez bir parçasıdır.
Özgürlüklerinin korunup geliştirilmesi konusu,
egemen güçler tarafından işlerine geldiği gibi
kullanılan ve istismar ettirilen bir konudur. Özellikle
ifade Özgürlüğü konusu belli çevrelerce
devamlı suretle istismar edilmektedir. Öncelikle şu
gerçeği vurgulamak gerekir ki ne Özgürlükler
mabedi olarak sunulan batıda ne de dünyanın bir başka
yerinde sınırsız Özgürlük yoktur.
Bütün bireysel Özgürlüklerin olduğu gibi,
ifade Özgürlüğünün de Öncelikli ve tabii
sınırı bir başkasının Özgürlük
alanının başladığı yerdir. Bu doğal
sınırın yanında, ayrıca, Batılı
devletlerde bireysel Özgürlükler; milli
güvenliğin, toprak bütünlüğünün,
kamu emniyetinin korunması, kamu düzeninin sağlanması,
suçun Önlenmesi, sağlığın, ahlakın,
başkalarının haklarının korunması veya
yargı gücünün otoritesinin sağlanması
sÖz konusu olduğunda sınırlanabilir.
Günümüzde insan hak ve Özgürlükleri
konusundaki iki büyük uluslar arası sÖzleşmeden
biri olan İnsan Hakları Avrupa SÖzleşmesi’nin
ifade Özgürlüğünü düzenleyen 10.
maddesine baktığımızda konu daha da netlik
kazanacaktır. 10. madde şÖyledir: ’’1) Herkes
gÖrüşlerini açıklama ve anlatım
Özgürlüğüne sahiptir. Bu hak, kanaat
Özgürlüğü ile kamu otoritelerinin müdahalesi
ve ülke sınırları sÖz konusu olmaksızın
haber veya fikir almak ve vermek Özgürlüğünü
de içerir. Bu madde, devletlerin radyo, televizyon ve sinema
işletmelerini bir izin rejimine bağlı tutmalarına engel
değildir. 2) Kullanılması gÖrev ve sorumluluk
yükleyen bu Özgürlükler, demokratik bir toplumda,
zorunlu tedbirler niteliğinde olarak, ulusal güvenliğin,
toprak bütünlüğünün veya kamu emniyetinin
korunması, kamu düzeninin sağlanması ve suç
işlenmesinin Önlenmesi, sağlığın veya
ahlakın, başkalarının şÖhret ve
haklarının korunması, veya yargı gücünün
otorite ve tarafsızlığının sağlanması
için yasayla ÖngÖrülen bazı biçim
koşullarına, sınırlamalara ve yaptırımlara
bağlanabilir.’’
Buradan anlaşılması gereken şudur.
Özgürlükler beraberinde ‘’gÖrev
‘’ ve ‘’ sorumluluk’’ getirir. Bu
gÖrev ve sorumluluk bir yÖnüyle devletin diğer
yÖnüyle de Özgürlükleri
kullananlarındır. Kamu güvenliği ve
çıkarı ile kişisel Özgürlük ve fayda
arasında hassas bir denge vardır. Bu denge devletten yana da
bireyden yana da bozulamaz. Demokratik hukuk devletlerinde
Özgürlükler Özenle korunurken kamu düzeni de
itinayla muhafaza edilir. Zaten kamu düzenini bozma
Özgürlüğü diye bir kavram olamaz. Anarşist
ruhlu, patolojik, marjinal tipler dışında hiç kimse
kendi devletinin ve milletinin birliğini, huzurunu, düzenini
aşındırmaya/bozmaya çalışmaz.
Tabi devleti ve milleti kendisinden gÖrmeyenler de olacaktır
ve onlar da kendilerinden beklenen düşmanlıkları
yapacaklardır! Maalesef bu tiplerden ülkemizde ziyadesiyle
vardır. Ve her ne hikmetse bu tiplerin tamamına yakını
‘’aydın’’ ismiyle anılmaktadır. Bu
sÖzde aydınlar hem milletimizin engin
hoşgÖrüsü ve toleransıyla rahat yaşamlar
sürerler, hem de bu milleti bÖlmeye, parçalamaya, zor
durumda bırakmaya dÖnük faaliyetler içerisinde
bulunurlar. Bunların Özgün fikirler/projeler
ürettiğini gÖren duyan yoktur. Batıdan
arakladıkları ve hain emellerini maskelemek adına
kullandıkları bir ‘’Özgürlük
teranesi’’ tutturmuşlardır, her fırsatta
ısıtıp ısıtıp gündeme getirirler. Bir
gladyo vardır bunların jargonunda, bir de kontrgerilla...
Demokratik toplum derler, anadilde eğitim derler, otonomi derler. Bu
aralar da ‘’ermeniyiz’’ demeye
başladılar. Ki zaten biz Türk Milliyetçileri olarak
bunların Türk olmadıklarını Öteden beri
biliyorduk, sÖylüyorduk! Hain emellerini ve ağa
babalarını baştan deşifre etmiştik. Hal bÖyle
olunca yegane düşman olarak
‘’milliyetçileri’’ hedef
seçmişlerdir. Bıkmadan usanmadan milliyetçilere
saldırırlar. Çünkü milliyetçiler onların
oyunlarını bozmaktadırlar. Nasıl mı
bozmaktadır? VARLIKLARIYLA!
SÖz buraya gelince bu zorbalara iki çift kelime yazmadan
duramayacağım. Ulan hain oğlu hainler! Bu milletin
ekmeği elinize gÖzünüze dursun lan sizin! Ne
kÖtülük gÖrdünüz bu milletten? Bu
topraklardan ne zarar gÖrdünüz? Yediniz içtiniz rahat
rahat yaşıyorsunuz işte kim size ne diyor? Kim size
baskı yaptı? Bu devleti yıpratınca, bu milleti
bÖlünce ne geçecek elinize!? Ağa babalarınız
sizi koruyup kollayacak mı sanırsız? NankÖrlük
yapmayın! Aklınızı başınıza alın.
Bakın 1991’de amerika ırak’ı kaderine terk edip
gittiğinde saddam’ ın zulmünden kaçıp
sığınanlar neden Türkiye sınırına
yığılmışlardı? Çünkü Türk
Milleti’nin alicenaplığını çok iyi
biliyorlardı. Bin yıldır bu topraklarda
hoşgÖrü ve güven var. Bu topraklarda kardeşlik
var, barış var. Allah’ın izniyle de bunu bozmaya
kimsenin gücü yetmez.
Yahya Kemal’in tarifiyle bizler gÖnlümüzle,
dilimizle, kanımızla ve mizacımızla bu milletteniz.
Çok şükür Türk’üz. Bizim
dünyamızda millet-memleket sevdası var. Bu ülkeyi lider
ülke yapma hedefi var. Dünyadaki bütün
haksızlıkları ortadan kaldırmak var. İnsan onurunu
ve haysiyetini korumak var. Açlığı sefaleti
adaletsizlikleri yok etmek var. Biz atalarımız gibi dünyaya
adaletli ve onurlu bir nizam vermek istiyoruz.
Bizim literatürümüzde kÖlelik yok; bize
Özgürlük palavralarıyla ihanetten bahsetmeyin
artık.
Bizim literatürümüzde ırkçılık,
ayrımcılık yok, bize insan hakları yalanlarıyla
bÖlücülükten bahsetmeyin artık!
BİZE KARDEŞLİKTEN , BİZE SEVGİDEN , BİZE
MEMLEKETTEN BAHSEDİN!
[tarihinde düzeltildi 4/5/2008 Saat 17:18 Yazar dava_adami]
|
|
Member  Cevaplar: 274 kayıt olmuş: 27/1/2008 Durum: ÇevrimdışıCinsiyet: 
|
 |
Yazılış Tarihi: 5/5/2008 Saat 19:01 |
|
|
BĞÂÂZE KARDEĞŞLĞÂÂKTEN , BĞÂÂZE
SEVGĞÂÂDEN , BĞÂÂZE MEMLEKETTEN BAHSEDĞÂÂN!
Ellerine saglik sevgili kardesim.
|
|
Ziyaretçi 
|
 |
Yazılış Tarihi: 5/5/2008 Saat 20:56 |
|
|
Eline yüreğine sağlık. Aslına bakarsanız
paylaşamadığımız bir şey yok. Maalesef
birilerinin güdüsüyle kırılma
noktasındayız. Gerek etnik bölücü hareketler gerek
se aşırı milliyetçi akımlar bu zeminin
hazırlanması sürecini biraz daha
hızlandırdı.
Siyaseti fazla bilmem ama şöyle bir
düşünüyorum da bir ülkeyi kaosa
sürüklemek için üç unsuru kullanmak yeterli gibi
görünüyor ve maalesef ülkemiz üzerindede bu oyun
oynanıyor.
1. ĞÅ“lkeyi borçlandırırsınız
(maşallah yaklaşık 500 milyar dolar borcumuz var ve
özvarlıklarımızda satıldı
2. Etnik grupları ve aşırı milliyetçi
akımları güdülersin (Eh bereket versin bu olguyuda
çok güzel tezgahladılar)
3. Din olgusunu ortaya sürersin (Binlerce şükür olsun
çok güzel yapıldı o da)
eh kendimize çeki düzen vermezsek ilerisini
düşünemiyorum bile...
Sevgiyle
|
|
|
|
Happy Birthday |
Bugün hiçbir kullanıcımızın doğumgünü yok! |
üye Puani |
- Rojin: 10 976 Puanlar
- asliyok: 4 432 Puanlar
- HarmanYeli: 4 396 Puanlar
- KizilZora: 2 048 Puanlar
- life23: 1 675 Puanlar
- gokkiz: 1 657 Puanlar
- BirNefes: 1 048 Puanlar
- Erasmus: 984 Puanlar
- -Pozan-: 785 Puanlar
- Siyahinci: 623 Puanlar
|
|