ĞÂÂnsanların beyin ve omurilik yapıları
incelendiği zaman; kafatası ile başlar ve kuyruk sokumuna
kadar devam eder. Ve bu kısımlar vücudumuzun en kalın
ve sert kemiklerinden oluşmuştur. Dolaysıyla sinirlerin
yaşam için ne kadar önemli olduğunu bu kemiklerin
sinirleri korumaya almasına bakılarak anlaşılabilir.
Vücudumuzun diğer kısımlarında meydana gelen
yaralar cerrahi operasyonlarla giderilebilir. Їünkü
vücut o kısımlarını yenileyebiliyor. Fakat
sinirlerde meydana gelen yaralar kolay kolay iyileşemediğinden
etkisi yıllarca sürebiliyor. Dolaysıyla birey olarak ,
toplum olarak saldırgan, olaylara karşı ani tepkili
oluyoruz. Bu, kişinin kişiliksizleşmesine neden oluyor.
Temel tıp ya da biyoloji kitaplarına
bakıldığı zaman cenin oluşumu ile ilgili
çeşitli resim ve şekiller görürsünüz.
Bunlar dikkatlice incelendiği zaman oluşan ilk kısmın,
kafatası ve omurilik olduğu rahatlıkla
görülür. Dolaysıyla insanların kişilik
oluşumunun aslında anne karnında oluştuğunu
söylemek mümkündür. Eğer anneler hamilelik
dönemlerinde yani dokuz ay 15 günlük süre
içersinde kavga, aşağılanma ve her çeşit
şiddete maruz kalmışsa , anne kanıyla beslenen
çocuk bunları özümser. Ve kişiliğin
şekillenmesinde yaşamış olduğu çevrenin
büyük etkisi olacaktır. Bizim toplumda da 12 Eylül ile
başlayan kişiliksizleştirme başarılı bir
şekilde uygulanmış, şu anda okumayan ,
düşünemeyen ve sorgulanmayan insan tipleri
yaratılmıştır. Dolaysıyla şiddet
kültürü gün geçtikçe toplumumuzu bir
virüs gibi sarmıştır.
. işte gerçek anlamda kişiliği oturmayan bireyler,
her çeşit eylemi yapmaya hazırdır. Bu ister insan ,
ister hayvanlara karşı olsun her çeşit
saldırılarda bulunur.
____________________
Zengin bir kalp yoksa , servet çirkin bir dilencidir