Sokaktaki, güruhtaki, kalabalıklardaki, sevgilerin
çoğu; "MIŞ' gibi yapma" türündendir ve bu tür
sevgi, kalıcılığı konusunda insanı hep
kuşkuya düşürür.
Genç Ömrümüz çok şeye şahit oldu.
Kahramanlıkları dinleyerek büyüdük, lakin ihaneti
ve soytarılığı bizzat gÖrerek Öğrendik.
Öğrendiklerimizin kıyası ve muhasebesi hayata dair
anlam yorumumuzu Öğrendiklerimizle
referanslaştırdı…
Gelecek tasavvurumuz bu referanslarla biçimlendi.
Öğrendiklerimizin tecrübeyi bilgisi
ışığında;
"sütten ağzımız yandığından yoğurdu
üfleyerek yedik."
Kimdik?
Nerden gelip, nereye gidiyorduk?
Yola yolcu olduktan sonra anladık.
Anlayacağınız ehliyeti kaza yaptıktan sonra edindik.
Artık ehil ve ehliyetliyiz.
Dolayısıyla, yoldaki trafik işaretlerine dikkat edip,
kurallara riayet ediyoruz.
Bu ÖngÖrü sayesinde de kaza yapmadan varmak istediğimiz
yere sağ salim ulaşıyoruz.
"En kısa yol en iyi bildiğiniz yoldur" Özdeyişiyle
bildiğimiz güzergâhtan sapmıyoruz.
YÖn, pusulamız tecrübeyi bilgi referansıdır.
Malum, insanların fiziki yaşı, akıl yaşı,
zekâ yaşı, mantık yaşı birde tecrübe
yaşı vardır.
Tecrübe yaşı bizzat yaşanarak elde edildiğinden en
değerli ve en verimli olanıdır.
Bundan olsa gerek geri kalmış toplumlarda pek hak ettiği
değeri bulup, taçlanmaz.
Tecrübe, yaşıyla varlığını
meşrulaştıran irade sahipleri ilgi, ilişki ve
alakalandırmalarını varlığını besleyen
onu tamamlayan alanlara yÖneltir…
Sokağın diliyle konuşmaz, güruhla, kalabalıkla
kendini ifade etmez.
Bunlar, hesapçı, çıkarcı, bencil ve
acelecidirler…
İradeye değil nakle hevesli olup rivayetlerden yol bulmaya
çalışırlar.
Onun için içlerinde çokça hain ve soytarı
barınır…
Sızılma alanı yüksek derecede potansiyel
barındırır.
İrade sahiplerinin iflah edilmez
düşmanıdırlar…
Ya alkışlarlar ya taşlarlar…
Damağ ve dimağları hafızalarında kendilerine has
bir tat tutturamaz.
Zihinleri karışık ve bulanıktır.
Algıda asla seçici ve seçkinci değildirler…
Yoğun enformasyon karşıtlığında
dezenformasyonun, yanlış bilgi yÖnlendirmesine
açık, manipülasyonuyla güçlerini, aktivitelerini,
yanlış yÖne sevk ederek olmaları gereken yerde
değilde olunması istenen yer statü ve
konumdadırlar…
"Şey" dirler, onun için "mış gibi yaparak"
yaşarlar.
Şey, sandalye misalinden bir nesne halidir…
Yani, duruş ve tasniflenmesi kendine ait olmayan başka tasarruf
ve tasarımların iradesine bağlı biçim ve
şekil alan olgu…
Adam gibi adamların tarifiyle "mankurt" dur.
Şimdi işin bam teline basarak meramımızı ifade
edebiliriz.
Tecrübeyi bilgiyi referanslaştırmadan yola yolcu
olanların yola devam mevzuları varlıklarına halel
getirmiştir.
çünkü yol yolcuyla yürünür…
Eğer yolcu; tecrübeyi bilgi sahibi değilse, ehil ve
ehliyetli değildir.
Trafik işaretlerini okumada ve kurallara riayet etmede kendini
hiçbir zaman bağlayıcı bir
yükümlülük içinde gÖrmez.
Gideceği, yÖnüde bilmez.
Malumunuzdur ki,"gideceği yÖnü bilmeyene hiçbir
rüzgarın da faydası olmaz."
Bunu bilip, idrak etmek için,"Öğrenmek" gerekir.
Şüphesiz Öğrenmek tecrübeyi bilğidir.
Dur ve Öğren!