Kadınların, erkekler tarafından sıklıkla gereksiz alışveriş ve dedikodu
yapan, kıskanç ve gururlu yaratıklar olduğu düşünülür. Açıklayabiliriz!
Hepsinin bir nedeni var...
1- Tembeliz
Gün içinde hiç bitmeyen stres ve yaşadığımız gerginlikler... Bunlar bir
zaman sonra bizim sürekli her şeyden şikayet etmemize neden oluyor. Gün
içinde sürekli oradan oraya koşturan bedenimiz, akşam olduğunda da aynı
tempoda devam edemiyor. Bir yerden sonra iflas ediyor. Hangimiz çok yoğun
tempolu bir iş gününden sonra akşam 1 saat egzersiz yapıyoruz mesela?
Akşamımızı faydalı uğraşlarla geçirmek yerine ne yapıyoruz? Televizyon
kumandasını elimize alıp saatlerce o dizi senin, bu film benim tembel
tembel oturup akşamımızı öldürüyoruz.
Nasıl üstesinden gelirsiniz?
Kendi işlerinizi başkalarına yaptırmayın. Çok yorgun olabilirsiniz. Canınız
ütü yapmak istemeyebilir. Ancak annenize "pantolonumu ütüler misin"
demeyin. Kendi işlerinizi kendiniz yapın ki sevmediğiniz işleri başkalarına
yaptırma alışkanlığınız olmasın. Unutmayın, annenizin de veya işi
yüklediğiniz kişinin de bir sabrı var. Bir gün o da "yeter artık"
diyebilir. Yapmanız gereken işleri hiçbir zaman ertelemeyin. Erteledikçe o
işi yapma şevkiniz daha çok kırılacaktır.
Sevgilimize, arkadaşımıza sorduğumuz soruların 2- Meraklıyızhiçbir
zaman ardı arkası kesilmez. Her zaman onlarla ilgili daha çok şey öğrenmek
ve bizimle ilgili ne düşündüklerini bilmek isteriz. Hangimiz en yakın
arkadaşımızın veya sevgilimizin günlüğünü karıştırmadık ki? Veya onun
e-posta kutusuna girip maillerini okumadık ki? Eğer bunları yapmasaydık
bize hazırlanan sürpriz doğum günü partilerini veya arkadaşlarımızın bizim
hakkımızdaki gerçek düşüncelerini nasıl bilebilirdik ki zaten?
Nasıl üstesinden gelirsiniz?
Onunla konuşurken ona merakınızı hissettirmeyin. Doğal ve kurnaz davranın.
Arkadaşınızın ya da sevgilinizin size daha çok bilgi vereceği şekilde
cesaretlendirici ve şaşırmış sorular sorun. Merakınızı gizlemeyi
öğrendiğinizde karşınızdaki size zaten öğrenmek istediklerinizi
kendiliğinden söyleyecek. Yeter ki siz onun anlattıklarını ilgiyle
dinleyin. Ona önem verdiğinizi hissettirin
3- Açgözlüyüz
Her zaman daha çok ve daha leziz yemekler isteriz. Söz konusu olan eğer
tatlıysa asla hayır diyemeyiz. Bir dilim çikolatalı pasta tüm cazibesiyle
karşımızda dururken ve bize "beni yersen daha enerji dolu ve çekici
olacaksın" diye haykırırken bizim onu reddetmemiz mümkün mü? İstediğimiz
kadar tok olalım#8230; Virgina Woolfun ne dediğini hatırlayalım: İnsan
yemek yememişse, iyi de düşünemez, sevişemez, uyuyamaz
Nasıl üstesinden gelirsiniz?
Gecenin yarısında yediğiniz bir parça çikolatanın sizi tombiş birine
dönüştüreceğini düşünerek canınızı sıkmayın. Size kilo aldırdığını
düşündüğünüz yiyecekleri, tatlıları kendinize ödül olarak koyun. Mesela
"kitabımı okumayı bitirdiğimde veya projeyi teslim ettiğimde kendimi
ödüllendireceğim. Bir dilim frambuazlı pasta yiyeceğim" deyin. Hem
kendinize motivasyon faktörü yaratmış olursunuz. Hem de frambuazlı pastayı
yerken pişman olmazsınız. Çünkü onu hak ettiniz!
4- Aşırı gururluyuz
Tabii ki hepimiz değerliyiz. Dolayısıyla da gururluyuz! Bir parça gurur
egomuzu tatmin etmek için de her zaman ideal, aşırıya kaçmamak kaydıyla
tabii ki! Unutmayın, kendinizi ne kadar çok severseniz, dış dünyaya da aynı
ölçüde kendinizi sunarsınız. Başkalarını sevmeden önce kendinizi
sevmelisiniz. Ki başkaları da sizi sevsin
Nasıl üstesinden gelirsiniz?
Bir parça gurur herkes için ideal. Ancak gururu böbürlenmeye
dönüştürdüğünüz anda sıkıntılar baş göstermeye başlıyor. Etrafınızdakileri
kaçıracak veya sizden soğumalarına neden olacak şekilde abartılı
davranışlardan kaçının. Kendinizi dünyanın merkezi sanmayın. Kendi
kendinize durduk yere çiçek gönderirken başkasından gelmiş gibi bunun
nedenini kendinize sorun mesela. Kendi gururunuzu okşayacak saçma
davranışlarda bulunmak yerine arkadaşlarınızın gururunu okşayın. Mesela
arkadaşınıza yeni elbisesi içinde ne kadar hoş göründüğünü söyleyin. Bir
dahaki sefere arkadaşınız sizin gururunuzu okşayacaktır
5- Dedikoducuyuz
Dedikodu yapmak kendimizi çok iyi hissetmemize neden olur. Her zaman
konuşacak bir şeyler bulmamızı sağlar. Başkalarını çekiştirmek bizi mutlu
eder. "Ben dedikodu yapmayı sevmem" diyen insanların bile aslında dedikodu
yaptığını ve büyük bir haz aldığını da görürüz.
Dedikodu yaparken neye dikkat etmeliyiz?
Dedikoduyu kiminle yaptığınıza dikkat etmelisiniz. Unutmayın yerin kulağı
var! Size tavsiyemiz asla samimi olan iki kişiden biriyle diğerini
çekiştirmemeniz. Bir gün sonra her ikisi de size düşman olabilir.6-
Gereksiz alışveriş
6- Alışveriş manyağıyız
Canınız çok sıkıldığında, keyfiniz kaçtığında ne yaparsınız? Genellikle
alışveriş değil mi? 1 alana 1 bedava ayakkabı kampanyalarından hangimiz hiç
giymeyeceğimiz bir ayakkabıyı almadık ki? Veya yüzde 50 indirim
kampanyalarına kanarak yüzde 50 tasarruf ettiğimizi düşünerek neler neler
almadık ki! Yeni kıyafet satın almanın bizi daha mutlu yaptığı tartışmasız
bir gerçek! Hatta terapiye gitmenize bile gerek yok. Dertlerinizden
kurtulmanız için alışverişe çıkmanız yeterli!
Nasıl üstesinden gelirsiniz?
Alışverişe çıktığınızda sadece indirimde diye ürünler almayın. İşinize
yarar mı yaramaz mı diye düşünün. Sonra kararınızı verin! Yüzde 50
indirimde diye normalde hiç giymeyeceğiniz bir gömleği almaya gerek var mı?
Bizce yok!7- Kıskançlık
7- Kıskancız
Kıskançlık her insanın doğasında var. Az veya çok; Mesela sevgiliniz hem
yakışıklı, hem seksi, hem de eğlenceliyse onu kıskanmamamız mümkün olur mu?
Tabii ki hayır! Onu boğmayacak şekilde hafif kıskançlığa evet. Ancak onun
sizden nefret etmesine neden olacak davranışlara da hayır!
Nasıl üstesinden gelirsiniz?
Öncelikle kıskanç olduğunuzu kabul edin. O duygularla yaşarken,
kıskançlığınızı reddetmeniz size hiçbir şey katmayacaktır. Sevgilinize
şöyle bir cümle kurabilirsiniz mesela. "Sevgilim benim kıskanç olduğumu sen
de biliyorsun. Şule in senin çevrende dolaşarak sana kur yapmasından
rahatsız oluyorum." Tüm geceyi mide ağrılarıyla geçirmektense sevgilinizle
açık açık konuşmanın faydalı olacağını düşünüyoruz.