ERGENEKON DESTANI
Ergenekon Destanı, "Büyük Türk Destanından bir parçadır. Türk kavimlerinden
Göktürkler'i mevzu alır. Göktürkler'in menşeini açıklamak ister. Ergenekon
Destanı'nın özeti şöyledir:
Türk illerinde Göktürkler'e itaat etmeyen bir yer yoktu. Bunu kıskanan
yabancı kavimler birleşerek Göktürkler'in üzerine yürüdüler. Maksatları öç
almaktı. Göktürkler, çadırlarını, sürülerini bir yere topladılar. Çevresine
hendek kazıp beklediler. Düşman gelince, vuruşma da başladı. On gün
vuruştular. Göktürkler üstün geldi.
Bu yenilgiden sonra yabancı kavimlerin hanları ve beyleri av yerinde
toplanıp konuştular.
"Göktürkler'e hile yapmazsak akıbet işimiz yaman olur," dediler.
Tan ağarınca, baskına uğramış gibi, ağırlıklarını bırakıp kaçtılar.
Göktürkler, "Bunların vuruşma güçleri bitti, kaçıyorlar," deyip
arkalarından yetiştiler.
Düşman, Göktürkler'i görünce, birden döndü. Vuruşma sonunda düşman,
Göktürkler'i gafil avlayıp yendi. Göktürkler'i öldüre öldüre çadırlarına
geldi. Çadırlarını ve mallarını öylesine yağmaladı ki, bir ev kurtulmadı.
Büyüklerin hepsini kılıçtan geçirdi. Küçükleri kul edindi. Her düşman
birini alıp gitti.
Göktürkler'in başında İl Han vardı. Çocukları çoktu. Fakat bu uğursuz
vuruşmada bir tanesi hariç, hepsi öldü. Kayı adlı bu oğlunu o yıl
evlendirmişti. İl Han'ın Dokuz-Oğuz adlı bir de yeğeni vardı. Kayı ile
Dokuz-Oğuz düşmana tutsak olmuşlardı. Fakat on gün sonra bir gece ikisi de
kadınları ile beraber atlara atlayıp kaçtılar. Göktürk yurduna geldiler.
Burada düşmandan kaçıp gelen çok deve, at, öküz ve koyun buldular. "Dört
taraftaki illerin hepsi bize düşman. Gereği odur ki, dağların içinde insan
yolu düşmez bir yer izleyip oturalım," dediler. Dağa doğru sürülerini alıp
göç ettiler.
Geldikleri yoldan başka yolu olmayan bir yere vardılar. Bu tek yol da
öylesine bir yoldu ki, bir deve veya bir at güçlükle yürürdü. Ayağını
yanlış bassa yuvarlanıp parça parça olurdu. Göktürkler'in vardıkları yerde
akarsular, kaynaklar, türlü bitkiler, meyveler, ağaçlar ve avlar vardı.
Böyle bir yeri görünce, ulu Tanrı'ya şükrettiler. Hayvanlarının kışın etini
yediler; yazın sütünü içtiler. Derisini giydiler. Bu ülkeye "Ergenekon"
adını koydular.
İki Göktürk prensinin Ergenekon'da çocukları çoğaldı. Kayı Han'ın çok
çocuğu oldu. Dokuz-Oğuz Han'ın daha az oldu. Çok yıllar bu iki Hanın
çocukları Ergenekon'da kaldılar. Pek çoğaldılar.
Dört yüzyıl sonra kendileri ve sürüleri o kadar çoğaldı ki, Ergenekon'a
sığışamaz oldular. Buna bir çare bulmak için kurultay topladılar. Dediler
ki, "Atalarımızdan işittik; Ergenekon dışında geniş ülkeler, güzel yurtlar
varmış. Bizim yurdumuz da eskiden o yerlerde imiş. Dağların arasından yol
izleyip bulalım. Göçüp Ergenekon'dan çıkalım. Ergenekon dışında her kim
bize dost olursa, onunla görüşelim. Düşmanla vuruşalım".
Kurultay bu kararı alınca, Göktürkler, Ergenekon'dan çıkmak için yol
aradılar, bulamadılar.
O zaman bir demirci dedi ki, "Bu dağda bir demir madeni var. Yalın kat
madene benzer. Şunun demirini eritsek, belki dağ bize geçit verirdi".
Göktürkler, varıp demircinin gösterdiği dağ parçasını gördüler. Demircinin
tedbirini de beğendiler. Dağın geniş yerine bir kat odun, bir kat kömür
dizdiler. Dağın üstünü altını, yanını, yönünü böylece odun ve kömürle
doldurduktan sonra, yetmiş deriden büyük körükler yapıp yetmiş yere
koydular. Odun-kömürü ateşleyip körüklemeye başladılar,
Tanrı'nın gücü ve inayeti ile ateş, kızdıktan sonra demir dağ eridi,
akıverdi. Bir yüklü deve çıkacak kadar yol oldu. O kutsal yılın, kutsal
ayının, kutsal gününün, kutsal saatini bekleyip bu yoldan Ergenekon'dan
çıkmaya başladılar. Bu kutsal gün, ondan sonra Göktürkler'de bayram oldu.
Her yıl o gün gelince büyük tören yapılır; bir parça demir alınıp ateşte
kızdırılır. Bu demiri Önce Göktürk Ham kıskaçla tutup örse koyar, çekiçle
döver.
Ondan sonra Türk beyleri de böyle yapıp bu günü kutlarlar.
Ergenekon'dan çıkınca, Göktürkler'in ulu hakanı Kayı Han soyundan
Börteçine, bütün illere elçiler gönderdi; Göktürkler'in Ergenekon'dan
çıktıklarını bildirdi. Tâ ki, eskisi gibi bütün iller Göktürkler'in buyruğu
altına girer.
Alinti
Sakin ha aklinizin ucunda geçmesin Asker ve milliyetçilik ben bunu yazmam
nedeni Ergenekon davası neden bu ismi kullanıldığı vebunu araştırıyorum ve
Ergenekon davası hakkında paylaşım lar devam edecem
Life abi imkan varsa bir bölüm aç Ergenekon davası diye orda benim
kizilzora ve öbür arkadaş larin yazdıkları bir arada olsun
Saygilar
____________________
Dost kelimesinle Dost olunmaz Dostluk destekle olur