Birgün Talih ile Akıl şiddetle kavgaya giriştiler.
Kavganın bir tek sebebi vardı.
Her ikisi de dünyanın kendi sayesinde ilerlediğini,
geliştiğini sÖylüyordu. Karşılıklı
olarak bir sürü kanıt ileri sürdüler, bir
sürü olay anlattılar.
Ama ikisi de diğerini ikna edemedi. Sonunda Talih'in aklına bir
fikir geldi. Bir şehre gittiler, şehir meydanında
başıboş dolaşan garip bir eşek
gÖrdüler.
Talih Akıl'a: "Şimdi gÖreceksin" dedi ve eşeğin
kafasına girdi. Biraz sonra yoldan geçen bir adam eşeğe
baktı baktı ve...
"Bu eşek bana kutsal eşeği hatırlattı" dedi. Onun
bu sÖzünü duyan bir başka adam, "Hani İsa
Peygamber'i taşıyan bir eşek vardı, bu ona çok
benziyor" dedi.
Çok fazla geçmemişti ki, eşeğin başına
bir sürü insan toplandı. Her biri ayrı bir sÖz
sÖylüyor, yeni bir fikir ortaya atıyordu.
Eşeğin kutsal olduğunda birleşiyorlardı, ama her
biri kutsallığının derecesi hakkında
değişik bir gÖrüş ileri sürüyordu. Bu
konuda uzlaşamadılarsa da, sonunda eşeğin
"büyüklüğü" konusunda fikir birliğine
vardılar.
Biri yeni bir Öneride bulundu: "Benim samanlığım
tıka basa dolu. Oraya gÖtürelim istediği kadar
yesin.
" Bir başkası ona karşı çıktı:
"BÖyle bir eşek samanlığa gÖtürülür
mü, ben ona kendi evimi vereceğim, rahat rahat otursun." Bir
başkası ikisine de kızdı:
"Olur mu kardeşim, hemen valiye gidelim, sÖyleyelim, onun
sarayı bu eşeğe verilsin..." Biraz daha
tartıştılar ve hem samanlığı hem evi
eşeğe vermeye ve hem de validen sarayını istemeye karar
verdiler.
Onlar bu şekilde hararetli hararetli tartışmaya devam
ederken Talih usulca eşeğin kafasından çıktı,
bir kenarda olup bitenleri izleyen Akıl'ın yanına geldi.
"GÖrdün mü" dedi, "Basit bir eşeğin kafasına
girdim ve onu dünyada olabilecek en talihli eşek haline getirdim.
Sen bÖyle bir şey yapabilir misin?"
"Haklısın" dedi Akıl, "Asla bÖyle bir şey
yapamam, çünkü bir eşeğin kafasına girmeyi
asla düşünemem. Ben sadece hakeden ve beni iyi kullanacak
olanların kafasına girerim
alinti
____________________
Dört Sey Geri Gelmez Atılan Ok, Söylenen Söz, Kacırılan Fırsat ve Gecen
Zaman ...