Nevruz; farsça yeni (nev) ile gün (ruz)
sözcükleri ile ifade edilen birleşik bir isimdir.
Yılbaşının ilk günü , yeni gün
anlamında Nevroz denmiştir. Toprak altındaki
canlıların uykudan uyanışları, dirilişleri,
kısacası canlıların bahara merhaba demelerinin
günüdür.
Nevruz: Eski takvime göre Mart ayının 9’unda
başlar. ( Miladi takvim 21 mart) Kutlamalar genellikle 3 gün
sürer. Bu günde özel törenler yapılır.
Yazılı kaynak, efsane ve sözlü anlatımlara
dayanarak Nevruz kutlamalarının hangi nedenlerden binlerce
yıldır bayram törenlerine dönüşerek
gelenekleştiğini sırası ile verirsek:
Alevi-Bektaşi söylencelerine göre NEVROZ:
* Dünya kuruluşunu bugün tamamlar.
* Hz. Muhammed’e nübüvet bugün ihsan edilir.
* Hz. Ali’nin bugün doğmuştur. Rivayetlere
göre; Hz. Fatima, Betullah (kabe)i tavaf ederken doğum
sancıları başlamış, tavafını
tamamlayarak kabe’nin içine girerek 12 gün sonra 21 Mart
598’de doğum yapar. * * Hz. Muhammed, Beytullah’ın
içinde ilk kez doğan amcası oğlunu kucağına
alarak, Ali adını verir. Hz. * * * * Muhammed bu günü
kutlu gün olarak ilan eder.
* Bugün Hz. Ali ile Hz. Muhammed’in kızı Hz.
Fatma’nın evlendiği gündür.
* Hz. Muhammed bügün Gadir-hum’da okuduğu hutbede,
Hz. Ali’yi Vasi tayin eder ve kendisinden sonra
müslümanların önderi (imamı
ilan eder.
* Bugün Hz. Ali’nin hilafeti elde ettiği
gündür.
* Bugün Haci Bektaş veli’nin Anadolu’ya
gelişinin ilk günüdür. Rum Erenlerinin
ĞŞah-ı Velayeti karşıladıkları
gündür.
* Bugün Gaip Erenleri “Kırklar’ın”
toplandığı gün olarak inanılır. Bu nedenle
bugün “Kırlar Bayramı” olarakta bilinir.
* Hz. Hüseyin’in intikamını almak için Muhtar
Sakafi önderliğinde gizli bir teşkilat kurulur.
ĞÂÂhtilal işareti olarak mahallelerde büyük bir
ateş yakılır. Bu günde tesadüfen 21 Mart’a
denk gelir. O günden bugüne değin Alevilerce zulme
başkaldırı işareti olarak ateş
yakılır.
* Bugün Hz. Adem Peygamberin yaratıldığı
gündür.
Türk söylencesine göre Nevruz;
Türklerin Asena adlı dişi bir Bozkurt rehberliğinde
Ergenekon’dan çıktıkları gündür. Demir
ve ateşin birleştiği bugün Türklerce kutsal kabul
edilerek bayram ilan edilir.
Orta -Asya’da göçebe ve çoban Türklerin
ĞÂÂslam öncesinde sürülerini kışlaklardan
çıkarıp, yaylalarda obalar kurarak şölen vererek
bahar törenleri düzenlenmesi, coğrafi olarak hep ayni
mevsimde ve 21 Mart’a gelmesi dolayısıyla ; Türkler
bu gün Bahar bayramı olarak kabul etmişlerdir.
Kürt söylencesine göre Nevroz;
Demirci kava zalim hükümdar Dahhak tarafından ezilen
Kürt halkını ayaklandırarak, hükümdarı
iktidardan uzaklaştırıyor ve halkı
özgürlüğüne kavuşturur. Kazanılan bu
zaferi ve özgürlüğü kutlamak için de
dağda kocaman bir ateş yakarak, ateşin etrafında
şenlikler düzenlerler, şölenler verirler, Demirci Kava
nın yaktığı bu özgürlük ateşi 21
mart!a rastladığı için, Kürt halkınca
bugün Nevroz Bayramı olarak asırlardır kutlana
gelmiştir.
Sesaniler devri ĞÂÂran’da:
Zerdüştler /Ateşperestler tarafından kutlanan bir
bayramdır.
Rivayetlere göre ĞÂÂran Hükümdarı Cemşid
bir dünya gezisinden dönerken Azebeycan’da 21 Mart’a
Otağ kurar. Cemşid’in mücevherlerle süslü
tahtına güneş vurdukça renga-renk
ışıklar seçer ve çevreyi ışık
hüzmeleri kaplar, verilen şölen ve yapılan
şenliklerle halk neşelenir, O gün den sonra her yıl
bugün bayram olarak kutlanır.
Yumurtanı göyçük güllü boyardık,
Їakğışdırıp sınanların
soyardık,
Oynamaktan birce meğer doyardık,
Eli mene yaşıl aşık vererdi,
Irza mene Nevruz gülü deredi.
M.Hüseyin ĞŞehriyar
ĞŞah ĞÂÂsmail Hatayı, fuzuli gibi Azeri
şaiirlerinin bahar ve Nevroz ile ilgili şiirleri ve nefesleri
vardır. ĞÂÂslamiyet’ten önce Zerdüşt olan
Azeriler Nevruzun simgelerinden biri olan “yasemen”
çiçeğine özel önem veriyorlardı. Bu
çiçek ile ilgili türküler, atasözleri vardır.
Baharı müjdeleyen bir başka çiçek ise “kar
çiçeği” kardelen’dir. Doğu Anadolu’da
Nevruz çiçeği denen bir başka çiçek de
vardır. Їiğdem’ de bu mevsimde yetişir.
Tunceli/ Dersim söylencelerine göre Nevruz:
Dersim bölgesinde Alevi inancı gereği Nevruz
kutlamaları, Ali Günü veya 9 Mart olarak baharın
gelişi diye kutlamalar yapılır. Dersim bölgesi bu
günü Nevruz olarak adlandırmaz. Bu isim son yıllarda
Tunceli yöresinde anılmaya başlanmıştır.
Bunun nedeni politik olması gerekliği
kanısımdayım. Diğer bir inançları olarak; Nuh
peygamberin gemisinin bu bölgede 21 Mart ta geçtiğine
inanılarak kutlama yapılır. Tunceli-Pülümür
ile Erzincan-Їayırlı arasındaki
“Bağır Dağı’na” Nuh’un
gemisinin dokunduğuna inanılır. Bu nedenle
“Bağır Dağı üzerine yemim ederim ki
doğru konuşuyorum” diye yemin edilir.
Erzincan’daki bir söylenceye göre Neruz;
ĞŞah ĞÂÂsmail’in Erzincan’a gelişinde
ĞÖbek/Höbek dağında kurduğu otağ yerinde
yapılan törenlerdir. ĞÖbek/Höbek
dağının doruğunda dümdüz kocaman bir taş
vardır. ĞŞah ĞÂÂsmail burada yemek yemiş,
bütün seyyidlere lokma dağıtmıştır.
ĞŞah Honçası denen bu dairesel taş kütlesi
kutsal kabul edilir. Nevruz günü bu taş üzerinde yemek
yenir. Bu yerde Cem törenleri düzenlenir, semahlar
yapılır. Dede, dargınları
barıştırır, helallıklar alınır.
Osnamlı Sarayı’nda Nevroz:
Osmanlı Sarayı’nda da büyük şölenlerle
Nevruz Bayramı kutlanırdı. Nevruz günü
Hekimbaşı özel macun kaynatır. Başta padişah
olmak üzere yakınlarına ve devlet recaline ikram ederdi.
1826 yılında Yeniçeri Ocağı
kaldırılmasından sonra II. Mahmut, Nevruz
Bayramını ve Bektaşiliği yasaklamıştır.
Bektaşi babalarından Hüseyin Hüsnü Erdikul bir
deyişinde;
Gönüller şad oldu, ilkbahar geldi,
Nevruz bayramına eriştik ya Hu.
Їemenzar şevk ile nura bezendi,
Nevruz bayramına eriştik ya Hu.
Başka bir deyişinde de;
Їerağlar uyansın, kurulsun cemler,
Gülbanglar çekilsin, sürülsün demler,
Cünbüşe gelsinler cümle erenler,
Ali’nin doğduğu eyyam bu demdir.
Bektaşilerde Nevruz Erkanı:
Nevruz bayramı erkanı sabahtan başlar. Gün
ağarırken taze su ile yıkanılır. Boy abdesti
alınır. Toplu olarak sabah yemeği yenecekse, önce Dede
bir dua okur ve herkese süt ikram edilir ve kahvaltı
yapılır. Daha sonra dargınlar
barıştırılır. Hasta ve yoksullar ziyaret edilir,
gönülleri alınır. Yeni ölmüşlerin
evlerine taziyeye gidilir. Türbe ve mezarlıklar ziyaret edilir.
Nevruz şenliklerinin yapılacağı ev ve kır yerleri
önceden saptandığı için, bu yerlerde tüm
hazırlıklar tamamlanır. Yaşlılar için
ayrı bir mekanda, gençler için ayrı bir alanda muhabbet
sofraları kurulur. Gençler kırlarda şenlikler yaparlar,
halaylar çekerler, ateş üstünden atlayarak dilekler
tutarlar. Genç kızlar ve oğlanlar
karşılıklı mani söylerler...
Nevruz Bayramı akşamı “Meydan”
açılır. Taliplere “Nasip” verilir. Cem evinde
canlar, sofular, bacılar toplandıktan sonra , getirilen
“lokmalar” için Dede şu tercemanı okur;
“Bismi ĞŞah, Allah allah...!
Lokmalar kabul ola.
ĞÂÂsteginiz, dileginiz Hak-ı Muhammed-Ali vere,
Durduğunuz Dar-ı divandan hayır-ihsan göresiniz..!
Makbu-u ĞŞah, Kabul-i dergah ola..!
Gerçeğin demine Hü...!”
Tüm canlar hazır olduktan sonra , saat 20.00 civarında
Nevruz Erkanının icrasına başlanır. Dede
ayağa kalkarak, “Edep - erkan mümine nişan” der
Ayakta bulunan cemaatte sofular ön saflarda, bacılar da arka
saflarda olmak üzere halka şeklinde , dairesel diz üstü
gelirler ve saf tutarlar. Ve dede bir dua okuyarak Tevhid!i
başlatır. Dede sıra ile şu duaları okur:
1. Ali Nad-ı duası.
2. Hüseyin makamında Oniki ĞÂÂmamların
adlarını bütün önadları ve
takılarıyla birlikte sayar.
3. Alevi/kızılbaş/Bektaşi ulularının
adının geçtiği bir gülbank okur ve Tevhid’i
yürütülmesine geçilir. Cuma akşam Ceminde
olduğu gibi halka namazına başlar.
Bundan sonra Zakirler bir Düvazimam, iki Deyiş okurlar. Ve Dede
bir Tevhid yürütür. Bu esnada bütün canlar hep bir
ağızdan;
“La ĞÂÂllahe ĞÂÂllallah
ĞÂÂllallah ĞŞahım ĞÂÂllalah
Ali Mürşid güzel ĞŞah
Eyvallah ĞŞah eyvallah
Hakk la ilahe illalah.” Diyerek, başları hafif
sağa-sola salınarak zikrederler.
Tevhid, Ayni-Cem bittikten sonra Dede: “Edep erkan getire herkes
yerine otura “ der. Ve canlar normal oturuşa geçerler.
Ferraş Meydana gelerek , üç kez sembolik süpürge
vurur. Dede:
“Hayır hizmetin kabul,yüzün ak ola.
Ellerin dert gönüllerin keder görmeye
ĞÂÂstediğinü Hakk-Muhamed- Ali vere
Seyyid Ferraş’ın himmeti üzerinde hazır ve
nazır ola
Gerçege Hu.!.. der ve daha sonra hizmet sahipleri öbek-öbek
sofralar kurar, Dede’in başlama duasından sonra hep
birlikte lokmalar yenir. Nevruz helvası yenir. Gelmeyen
hastaların evlerine lokmalar gönderilir. Yemekler yendikten sonra
Dede, yemek bitim duasını okur. Oniki Hizmet sahipleri toplu
olarak Dedede dua aldıktan sonra ; Canlar niyaz edip hellik
alırlar. Ve Cem dağılmadan önce Dede şu
Gülbangı okur:
“Bismi ĞŞah Allah Allah...!
Nevruz bayramınız kutlu ola
Yeni yılınız hayırlı uğurlu ola..!
ĞŞah-ı Velayet ĞÂÂmam Ali Efendimizin doğum
günü mübarek ola ..
Dilde dileklerimizi, gönülde muratlarımızı vere..
Hastalara şifa, dertlilere deva, borşlulara ede ihsan eyleye...
Dil bizden, nefes Pirimiz Hünkarımız Hacı
Bektaş-ı Veli’den ola..
Gerçeğe Hü
Cemaat de sağ ellerini kalplerinin üstüne koyarak, hep bir
ağızdan “Hüü ..!” derler ve Bayram son
bulur.
Nevruziye
“Gelin ey nazenin canlar
Bugün Nevruz-u sultandır
Safalar sürsün ihvanl
Bugün Nevruz-u sultandır
Bütün mümin bütün ĞÂÂslam
Bugün etmek gerek bayram
Hemen sun sakiye gel cam
Bugün Nevruz-u sultandır.
Ali-yyül Mürteza Haydar
Cihanı garkı nur eyler
Bütün kurt kuş bunu söyler
Bugün Nevruz-u sultandır
Ali’nin doğduğu gündür
Bugün her günden üstündür
Hemen saki Kadeh döndür
Bugün Nevruz-u sultandır
Nice sırlar olup zahir
Ali’den oldu haf bahir
ĞŞükreyle sef ey “fakir”
Bugün sultanı Nevruzdu”
____________________
Türküler..
Cennet kadar sır, insan kadar zahir.