Kardeşlerim israf denince, eşya ve zaman gibi elde edilmesi
güç şeylerin lüzumsuz harcanması akla gelir; Ekmek
israfı, elektrik israfı, su israfı, giyim eşyası
israfı ..vs..vs..gibi...
Fakat sÖz israfı pek aklımıza gelmez. İsraf,
saçıp savurmak, yerli yersiz harcamak, eldeki nimetin kadrini
bilmez bir şekilde sarf etmek olduğuna gÖre, elbette
konuşmak nimetinin meyvesi olan sÖzün de israfı
olur.
Konuşabilmek melekesi insana mahsus kıymetli bir nimettir.
Ağız, dil, ses ve gırtlağa sahip bulunan diğer
canlılara verilmeyen "beyan, ifade etme, konuşma" nimetini insana
veren kudret, tabii ki, o nimetin nasıl kullanılması
gerektiğini de tayin ve tespit eylemiştir.
Her şeyde olduğu gibi sÖzde olan israf da dinimizde ve
kültürümüzde hoş gÖrülmemiş,
Önlenmesi için tedbirler alınmıştır.
Kur'ân-ı Kerim'de, insanın elinden, dilinden,
gÖzünden ve kulağından, hatta kalbinden ve hayalinden
geçen her türlü fiil veya tasavvur disiplin altına
alınmış , faydalı olacak şekilde hükme
bağlanmıştır. Bu mükemmel insan
anlayışı içinde, ferdin hiçbir
davranışı Ölçüsüz, başı
boş bırakılmamıştır.
İslam bir Ölçü ve uyumlar manzumesi olduğuna
gÖre, insanın ağzından çıkan kelamın da
bazı esaslar ile tanzim edilmesi gerekir. Kısaca sÖz
israfı diye adlandırdığımız ve mesuliyeti
olan tekellüm( konuşma ) / muhavere ( AtasÖzü , deyim
), dinin üç esasından biri olan "ahlâk"ın
temelini oluşturur.
Kur'an'da mealen şÖyle buyruluyor:"O bir sÖz sÖylemeye
dursun, mutlaka yanında hazır bir gÖzcü vardır."
Hz. Peygamber (s.a.v.)’den sÖz sarfına dair pek çok
hadis rivayet edilmiştir. Bunlardan bazıları :
"Mümin, diğer müminlerin elinden ve dilinden emin
olduğu kimsedir."
"İki çeneniz arası ile iki apış arasını
koruyacağınıza garanti veriniz ben de size Cennet
garantisini vereyim."
"Allah'a ve ahiret gününe inanan komşusuna ikram etsin,
misafirine ikram etsin. Ya hayır sÖylesin yahut sussun"
"Lüzumsuz sÖzleri bırakmak, insanın İslamî
güzellikleri arasında sayılır."
Ayet ve hadislerden anlaşılan şudur ki, kişi
hayırlı, faydalı, lüzumlu olan konularda
konuşmalı, boş yere gereksiz ve abes sÖzlerden
kaçınmalıdır.
İslam’ın, konuşma adabı ve sÖz disiplinine
genişçe yer verdiğini gÖrüyoruz. Kişinin
ağzından çıkan sÖzler, evsafına gÖre
tasnif edilmiş, isimlendirilmiş ve uygun olmayanlarından
sakınılması tavsiye edilmiştir.
Dinimizce yasaklanmış olan sÖzler kısaca
şunlardır:
Küfür sÖzleri, yalan, gıybet, iftira, istihza etmek
(alay etmek), malayani (boş ve faydasız) konuşmak,
cidal(ağız kavgası , çekişme), husumet
sÖzleri konuşmak, kelamda tasannu (ağzını
eğip bükmek) konuşma, dedikodu ve koğuculuk, iki dilli
ve iki yüzlülük, lanet etmek, kÖtü sÖz ve
küfürleşme, şehveti tahrik edici sÖzler,
başkasının sırrını yaymak.
Türkçe'de sÖz kelimesi ciddi konuşmalar, dinlenebilir
Özelliğe sahip kelamlar için
kullanılmıştır. SÖz bir kelimeye değil, bir
mana bir hüküm ifade eden cümleye de denmiştir. "Ata
sÖzü" deyişinde de bu mana vardır.
Deyimlerimizde de sÖz, ciddiyet ifade eder. Mesela, sÖz vermek,
sÖzünde durmak, sÖzüne güvenilmek,
sÖzünün eri olmak...bu deyimlerden bir
kaçıdır.
SÖz ile ilgili ata yadigarı şu deyimler de
İslâmî bir terbiye kokmaktadır. "Tatlı
sÖz yılanı deliğinden çıkarır. Anlayana
bir sÖz yeter. SÖz gümüş ise sükut
altındır."
Yerli yersiz konuşan, boş şeylere dalıp gidenlerin
ağzından çıkanlara ise "laf/lakırtı"
denmiştir. Mesela, laf atmak, lafını bilmemek,
lafını esirgememek. Laftan anlamaz olmak, laf lafı
açmak... deyimleri sÖz israfına işaret etmektedir. "Laf
ile peynir gemisi yürümez." sÖzünde de, kuru ve
boş kelam ile bir yere varılamayacağı ve bunun sÖz
israfı olacağı vurgulanmıştır.
SÖz israfı yapmama konusunda Ölümsüz Yunus,
çağları delen sesiyle şÖyle diyor: "Çok
sÖz hayvan yüküdür" diyerek sÖz israfı
hakkındaki fikrini diyerek kestirmeden ifade etmiştir.
SÖz israfının zararına dünya edebiyatı
ustalarından ve düşünürlerden bir kaç
Örnek :
SÖylemediğim şeylerin hiçbiri bana zarar vermedi.
(Calvin Coleridge)
Susmak insanı ele vermeyen sadık bir arkadaştır.
(Confucius)
Konuşmak ihtiyaç olabilir, ama susmak bir san'attır.
(Goethe)
Gürültü ve acı sÖzler,
haksızlığın işaretidir. (Victor Hugo)
Her bildiğini sÖyleme, her sÖylediğini bil.
(Clavdius)
Ne kadar çok sÖylersen karşındaki o kadar az
hatırlar. Az sÖyle de kazancın çok olsun. (Fenelon)
"Her sÖylediğin doğru olmalı, fakat her doğruyu
demek doğru değildir." sÖzün dinlenmeyeceği yerde
sÖylenmesi, kayalıklar üzerine tohum ekilmesi gibi boşa
gidecek bir nasihat, diğer ifadeyle sÖz israfı oluyor.
Değerli arkadaşlarım başlığını
sÖz israfı diye attığımız yazıyı
daha fazla uzatmadan. Yusuf Has Hacip'in şu Özlü deyişi
ile noktalayalım:
Aman sÖzün aydın olsun Öz olsun ,
Işık saçsın, bakan kÖre gÖz olsun ...
alinti